Nebe Suresi
    SUAT YILDIRIM MEALİ
    Rahmân ve rahîm olan Allah´ın adıyla
    1. Onlar birbirine neyi sorup duruyorlar
    2. Hakkında ihtilafa düştükleri o mühim haberi mi
    4. Hayır! (İhtilafa ne hacet,) yakında anlayacaklar
    5. Elbette ve elbette yakında gerçeği öğrenecekler
    6. Biz yeri bir döşek yapmadık mı
    7. Dağları da arzı tutan birer destek yapmadık mı
    8. Hem, sizi çift yarattık.
    9. Uykunuzu dinlenme yaptık
    10. Geceyi bir örtü, gündüzü geçiminiz için çalışma zamanı kıldık
    12. Üstünüzde yedi sağlam gök bina ettik
    13. Orada pırıl pırıl yanan bir lamba koyduk
    14. Size hububat, tohumlar, bitkiler ve ağaçları birbirine sarmaş dolaş bahçeler çıkaralım diye, sıkışıp yoğunlaşmış bulutlardan bol bol yağmur indirdik
    17. (İmdi bunları anladıysanız, hakkında ihtilaf ettiğiniz o mahşer dirilişini de anlarsınız. İşte bunları kim yapmışsa, ölüleri de O diriltecektir.) Evet, o "karar günü," vakti kesin olarak belirlenmiş bir gündür
    18. O gün sûra üfürülür, siz de bölük bölük gelirsiniz
    19. Gökler kapı kapı açılır (her tarafı kapı haline gelen gökten melâike orduları birden indirme yapar)
    20. Dağlar yürütülür, serab olur gider, her taraf dümdüz olur.
    21. Cehennem pusuda... her an eline düşecek avlarını gözlemektedir
    22. Azgınların dönüp dolaşıp varacakları yuvalarıdır
    23. Devirler boyunca orada kalacaklardır
    24. Orada ne bir serinlik, ne bir içecek tadarlar
    25. İçecek olarak sadece kaynar su ile irin bulurlar
    26. Bu, yaptıklarının tam karşılığıdır
    27. Çünkü onlar bu hesap gününe inanmıyor (onu hesaba almıyorlardı)
    28. İşleri güçleri ayetlerimizi yalan saymaktı
    29. Biz de (her şeyi kaydettiğimiz gibi), onların yaptıklarını da tek tek tesbit ettik
    30. Onun için onlara şöyle diyeceğiz: Yaptığınız kötülüklerin meyvelerini tadın!Artık Bizden sizin azabınızı artırmaktan başka bir şey beklemeyin
    31. Ama Allah´ı sayıp günahlıklardan sakınanlar, başarı ve mutluluğa ererler
    32. Onlara bahçeler, üzüm bağları, turunç göğüslü genç yaşıt dilberler, dolu dolu kadehler var.
    35. Orada boş sözler, yalanlar işitmezler
    36. İşte bu da Rabbinden mükâfat, yeter mi yeter
    37. Göklerin, yerin ve bunların arasındaki varlıkların Rabbinden, O Rahman´dan bir mükâfattır.O´nun huzurunda ağzını açacak, söz söyleyecek hiç kimse yoktur.
    38. O gün Rûh ve melekler saf saf sıralanır. Rahman´ın izin verdiklerinin dışında, asla konuşmazlar. Konuşan da yerli yerinde söz söyler
    39. İşte bu, gerçekliği kesin olan gündür. Artık dileyen, Rabbine varan yolu tutar, O´na sığınır
    40. Biz, gelmesi yaklaşmış bir azabı bildirerek sizi uyarıyoruz. O gün gelecek,ve her şahıs önünde, yalnız yapıp ettiklerini bulup bakacak ve kâfir: "Ah ne olurdu, keşke toprak olaydım!" diyecek.