1. |
(1-3) Tûr’a... yayılmış ince deri üzerine yazılmış kitaba... |
2. |
(1-3) Tûr’a... yayılmış ince deri üzerine yazılmış kitaba... |
3. |
(1-3) Tûr’a... yayılmış ince deri üzerine yazılmış kitaba... |
4. |
Kâbe’ye. |
5. |
Yükseltilmiş gök kubbeye... |
6. |
Taşkın denize andolsun ki... |
7. |
Rabbinin azabı elbette gerçekleşecektir. |
8. |
Onu geri gönderecek kimse yoktur. |
9. |
O gün gök çok çalkalanıp duracak. |
10. |
Dağlar harekete geçip yürüyecek... |
11. |
O gün yalanlayanların vay haline!.. |
12. |
Ki onlar, boş şeylere dalıp, oynuyorlardı. |
13. |
O gün itile kakıla cehennem ateşine atılacaklardır. |
14. |
-Yalanladığınız ateş budur! |
15. |
-Bu da mı sihir? Yoksa siz mi görmüyorsunuz? |
16. |
Girin oraya! İster sabredin, ister sabretmeyin, sizin için birdir, eşittir. Ancak yaptıklarınızla cezalandırılacaksınız. |
17. |
Korunanlar, cennetlerde ve nimetler içinde olacaklardır. |
18. |
Rab’lerinin kendilerine verdikleri ile sevinçlidirler. Rableri, onları çılgın alevin azabından korumuştur. |
19. |
-Yaptıklarınızın karşılığı olarak afiyetle yiyin, için! |
20. |
Özenle dizilmiş tahtlarda arkalarına yaslanmışlar ve onları iri gözlü hurilerle evlendirmişizdir. |
21. |
İman edenleri, soylarından da iman ederek onlara tabi olanları bir araya getirdik. Çalışmalarından hiçbir şey eksiltmedik. Her kişi, kazancına bağlı bir rehinedir. |
22. |
Onlara arzu ettikleri her meyveyi ve eti bol bol vermişizdir. |
23. |
Orada birbirlerine kadeh sunarlar. Orada saçmalama yoktur. Günaha sokma yoktur. |
24. |
Etraflarında onlar için görevlendirilen genç hizmetçiler dönüp durur, onlar saklı inciler gibidirler. |
25. |
Birbirlerine dönüp sorarlar : |
26. |
-Biz, ailemizin yanında, daha önce korku içindeydik, derler. |
27. |
Allah bize lutfetti de bizi kavurucu azabtan korudu. |
28. |
Biz, önceden de ona dua ediyorduk. Gerçekten O, iyilik sahibi, merhamet sahibidir. |
29. |
-Sen, öğüt ver. Kesinlikle sen Rabbinin nimeti sayesinde ne medyumsun ne de mecnun. |
30. |
Yoksa: -O, bir şairdir, zamanın başına getireceği belayı bekliyoruz mu diyorlar? |
31. |
De ki: -Bekleyin, ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim. |
32. |
Yoksa onlar, bunu rüyalarında mı gördüler? Yoksa onlar, azgın bir toplum mudur? |
33. |
Yoksa onu uydurdu mu diyorlar? Hayır, onlar iman etmiyorlar. |
34. |
-Haydi onun benzeri bir söz meydana getirsinler eğer doğru söylüyorlarsa! |
35. |
Yoksa onlar, hiçbir şey olmadan mı yaratıldılar; yoksa yaratıcı olanlar mı? |
36. |
Yoksa, gökleri ve yeri onlar mı yarattı? Hayır, onlar kesin olarak bilmiyorlar. |
37. |
Yoksa, Rabbinin hazineleri onların yanında mı? Yoksa, denetim ve yönetim sahibi onlar mıdır? |
38. |
Yoksa onların bir araçları mı var ki onun hakkında duyum ediniyorlar? Haydi onlardan duyum edinenler açık delillerini getirsinler. |
39. |
Yoksa kızlar O’nun da erkek çocuklar sizin mi? |
40. |
Yoksa sen onlardan ödeyemeyecekleri ağır bir ücret mi istiyorsun? |
41. |
Yoksa gayb onların yanında da onlar mı tavsiye ediyor? |
42. |
Yoksa, bir entrika düzenlemek mi istiyorlar? Entrikaya düşecek olanlar kafir olanlardır. |
43. |
Yoksa, onların Allah’tan başka bir ilahları mı var? Allah, onların ortak koştuklarından münezzehtir/uzaktır. |
44. |
Eğer, gökten bir parçanın düştüğünü görseler “üst üste yapılmış bir bulut” derler. |
45. |
-O halde, bırak onları, tâ ki çarpılacakları günlerine kavuşsunlar. |
46. |
O gün ne entrikaları kendilerine bir yarar sağlar, ne de yardıma uğrarlar. |
47. |
Zalimler için bundan başka da azap vardır, fakat onların çoğu bilmezler. |
48. |
-Rabbinin hükmüne sabret! Çünkü sen, gözümüzün önündesin. (Ayağa) kalktığı zaman hamd ederek Rabbini tesbih et! |
49. |
- Gecenin bir kısmında ve yıldızlar battıktan sonra da onu tesbih et! |