Fatir Suresi
    ŞABAN PİRİŞ MEALİ
    Rahmân ve rahîm olan Allah´ın adıyla
    1. Hamd, göklerin ve yerin yaratıcısı ve melekleri ikişer, üçer ve dörder kanatlı elçiler yapan Allah’a mahsustur. Dilediğini yaratmayı artırır. Çünkü Allah’ın her şeye gücü yeter.
    2. Allah’ın insanlar için rahmetinden açtığı şeyi artık tutan olamaz. Tuttuğu şeyi de, O’ndan sonra gönderen olamaz güçlü ve hakim O’dur.
    3. -Ey insanlar! Allah’ın size verdiği nimetini düşünün. Allah’tan başka, size göklerden ve yerden rızık verecek bir yaratıcı var mı? O’ndan başka ilah yoktur. O halde nasıl aldanıyorsunuz?
    4. Eğer seni yalanlıyorlarsa, senden önceki peygamberler de yalanlanmıştı. Bütün işlerin dönüşü Allah’adır.
    5. -Ey insanlar, Allah’ın vaadi şüphesiz gerçektir. Dünya hayatı sizi aldatmasın. Aldatıcı da sizi Allah ile aldatmasın.
    6. Şeytan size düşmandır. Siz de ona düşman olun. O, ancak kendi taraftarlarını çılgın ateşin halkı olmaya çağırır.
    7. İnkar edenler için şiddetli bir azap vardır. İman edenler ve doğruları yapanlar için bağışlanma ve büyük bir mükafat vardır.
    8. Kötü işler kendisine süslenip, onu güzel gören kimse böyle midir? Allah, dilediğini sapıklık içinde bırakır, dilediğini doğru yola çıkarır. Öyleyse onlar için kendini üzüp durma! Allah, onların ne yaptıklarını biliyor.
    9. Bulutu harekete geçiren rüzgarı, gönderen Allah’tır. Onu ölü bir beldeye sevk ederiz, onunla yeryüzüne, ölümden sonra hayat verir. İşte ölülerin diriltilmesi de böyledir.
    10. Kim, güç istiyorsa, bilsin ki bütün güç Allah’ındır. Güzel söz O’na çıkar, doğru ve iyi işler de O’na yükselir. Kötülükleri planlayanlar için şiddetli bir azap vardır. Onların planları boşa çıkacaktır.
    11. Allah, sizi topraktan, sonra spermden yaratmıştır. Sonra sizi çiftler kıldı. Bir dişi O’nun haberi olmadan ne gebe kalır, ne de doğurur. Ömrü uzun olanın, ömrünün uzatılması veya ömründen kısatılması ancak bir kitaptadır. Bu Allah’a çok kolaydır.
    12. İki deniz eşit değildir. Biri tatlıdır, susuzluğu giderir ve içimi kolaydır; diğeri tuzlu ve acıdır. Hepsinden de taze et yersiniz ve takınacağınız süs eşyası çıkarırsınız. Gemilerin suları yarıp gittiğini görürsün. Bunlar, O’nun verdiği nimetleri aramanız ve O’na şükretmeniz içindir.
    13. Geceyi gündüze katar, gündüzü de geceye katar. Güneşi ve ayı hizmetinize sunmuştur. Her biri belirli bir süreye kadar akıp giderler. İşte sizin Rabbi’niz Allah’tır. Hakimiyet O’nundur. O’ndan başka dua ettikleriniz, bir çekirdeğin zarına bile sahip değillerdir.
    14. Onlara dua etseniz bile sizin duanızı duymazlar, duysalar da size cevap veremezler. Kıyamet günü sizin ortak koşmanızı inkar ederler. Herşeyden haberi olan gibi sana kimse haber veremez.
    15. -Ey İnsanlar, siz Allah’a muhtaçsınız. Allah’ın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, hamde layık olan O’dur.
    16. Eğer isterse sizi giderir, yerinize yeni bir halk getirir.
    17. Bu Allah için hiç zor değildir.
    18. Hiçbir günahkar, başkasının günahını yüklenmez. Ağır bir yük taşıyan kimse, başkasını çağırsa, ondan hiçbir şey yakını bile olsa ona yükletilmez. Sen, ancak görmedikleri halde Rab’lerinden korkan ve namazı kılan kimseyi uyarabilirsin. Kim arınırsa, ancak kendisi için arınmış olur. Dönüş Allah’adır.
    19. Körle gören bir değildir.
    20. Karanlıkla aydınlık...
    21. Soğuk ile sıcak...
    22. Dirilerle ölüler de bir değildir. Allah dilediğine işittirir. Sen kabirlerde olanlara işittiremezsin.
    23. Sen sadece bir uyarıcısın.
    24. Biz seni müjdeci ve uyarıcı olman için, hak ile gönderdik. İçinde uyarıcı olmayan hiç bir ümmet yoktur.
    25. Eğer seni yalanlarlarsa, onlardan öncekiler de peygamberlerimiz onlara belgeler, sahifeler ve aydınlatıcı kitaplarla geldiği halde onları yalanlamışlardı.
    26. Sonra ben de inkar edenleri yakaladım. Benim cezalandırmam nasıl oldu, bir bak!
    27. Allah’ın gökten su indirdiğini ve onunla çeşitli renklerde ürünler çıkardığımızı görmüyor musun? Dağların beyazı, kırmızısı, muhtelif renklerde ve siyahımsı görünümlü yolları vardır.
    28. İnsanların, canlıların ve hayvanların da böyle çeşit çeşit renkleri vardır. Ancak kullarından bilgili olanlar Allah’tan korkar. Allah, güçlüdür, bağışlayıcıdır.
    29. Allah’ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan, infak edenler, asla yok olmayacak bir kazanç umabilirler.
    30. Çünkü Allah, onların karşılığını verecek, hatta lutfundan daha da artıracaktır. Çünkü O, suçları bağışlar ve bol bol verir.
    31. Sana vahyettiğimiz kitap, kendinden öncekileri tasdik eden hak bir kitaptır. Allah, kullarından haberdardır, onları görür.
    32. Sonra bu kitaba, kullarımızdan seçtiğimizi mirasçı kılarız. Onlardan kendine zulmeden de olur, onu tasdik eden de. Onların arasında Allah’ın izniyle hayırlarda yarışanlar vardır. En büyük fazilet budur.
    33. Adn Cennetlerine girerler ve orada altın bilezikler ve inciler takarlar. Orada elbiseleri ise ipektir.
    34. -Hamdolsun bizden korkuyu gideren Allah’a! derler. Şüphesiz Rabbi’miz çok bağışlayıcı ve bol ihsan sahibidir.
    35. Çünkü lütfu ile bizi kalıcı yurda yerleştirdi. Bize orada ne bir yorgunluk ne de bir bıkkınlık gelir.
    36. İnkar edenlere de cehennem ateşi vardır. Onlara ölmeleri için hüküm verilmez, azapları da hafifletilmez. Her kafiri işte böyle cezalandırırız.
    37. Orada var güçleriyle feryat ederler: -Rabbimiz, bizi çıkar da daha önce yaptıklarımızdan başka iyi şeyler yapalım. -Biz size öğüt alacağınız kadar bir ömür vermedik mi, size uyarıcı gelmedi mi? Şimdi azabı tadın. Zalimler için hiç bir yardımcı yoktur.
    38. Allah, göklerin ve yerin gaybını bilir. O, kalplerin özünü bilir.
    39. Sizi yeryüzünde idareci kılan O’dur. Kim nankörlük ederse, nankörlüğü kendisinedir. Kafirlerin küfrü, Allah katında nefretten başka bir şey artırmaz. Kafirlerin küfrü hüsrandan başka bir şey artırmaz.
    40. De ki: -Allah’tan başka dua ettiğiniz ortaklarınızı görüyor musunuz? Onların dünyada ne yarattığını bana gösterin. Yoksa, onların ortaklıkları göklerde midir? Yoksa onlara bir kitap verildi de, ondan bir belgeye mi dayanıyorlar? Hayır, zalimler birbirlerini aldatmaktan başka bir vaatte bulunmuyorlar.
    41. Yok olmaması için gökleri ve yeri Allah tutar. Göklerin ve yerin sonu gelirse, O’ndan başka kimse tutmaz. Allah, şefkatle muamele eder ve bağışlar.
    42. Eğer kendilerine bir uyarıcı gelecek olursa, ümmetlerin içinde en doğru yolda giden biri olacaklarına dair tüm güçleriyle Allah’a yemin etmişlerdi. Onlara bir uyarıcı gelince, nefretle uzaklaşmaktan başka birşey yapmadılar.
    43. Yeryüzünde büyüklenerek ve kötü planlar kurarak... Oysa kötü tuzağa ancak tuzağı kuranlar düşer. Onlar, öncekilere uygulanan kanundan başkasını mı bekliyorlar? Allah’ın kanununda bir değişiklik bulamazsın. Allah’ın kanununda bir sapma da bulamazsın.
    44. Yeryüzünde dolaşmıyorlar mı? Kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bir baksınlar. Onlardan daha güçlüydüler. Allah’ı göklerde ve yerde aciz bırakacak hiçbir şey yoktur. Çünkü O, her şeyi bilen ve güç yetirendir.
    45. Allah, insanları yaptıkları yüzünden hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde ayaklarının üstünde bir tek canlı kalmazdı. Fakat onları belli bir süreye kadar erteler. Süreleri dolunca... Allah, kullarını elbette görmekte.