Gasiye Suresi
    ÖMER NASUHİ BİLMEN MEALİ
    Rahmân ve rahîm olan Allah´ın adıyla
    1. (1-2) Sana salgın Kıyametin haberi geldi mi? O gün nice yüzler zillete düşmüştür.
    2. (1-2) Sana salgın Kıyametin haberi geldi mi? O gün nice yüzler zillete düşmüştür.
    3. (3-4) Çalışmış, yorgun kalmıştır. Son derece sıcak bir ateşe girecektir.
    4. (3-4) Çalışmış, yorgun kalmıştır. Son derece sıcak bir ateşe girecektir.
    5. (5-7) Pek hararetli kaynaktan suvarılacaktır. Onlar için dikenli bir ağaçtan başka bir yiyecek yoktur. Ne semîzletir, ne de açlıktan kurtarır.
    6. (5-7) Pek hararetli kaynaktan suvarılacaktır. Onlar için dikenli bir ağaçtan başka bir yiyecek yoktur. Ne semîzletir, ne de açlıktan kurtarır.
    7. (5-7) Pek hararetli kaynaktan suvarılacaktır. Onlar için dikenli bir ağaçtan başka bir yiyecek yoktur. Ne semîzletir, ne de açlıktan kurtarır.
    8. (8-9) Bir kısım yüzler de o günde güzellik sahibidir. Çalışmış olmasından dolayı hoşnuttur.
    9. (8-9) Bir kısım yüzler de o günde güzellik sahibidir. Çalışmış olmasından dolayı hoşnuttur.
    10. (10-11) Bir yüksek cennette. Orada boş bir lâkırdı işitmezsin.
    11. (10-11) Bir yüksek cennette. Orada boş bir lâkırdı işitmezsin.
    12. (12-13) Orada akan bir su kaynağı vardır. Orada yüksek tahtlar vardır.
    13. (12-13) Orada akan bir su kaynağı vardır. Orada yüksek tahtlar vardır.
    14. (14-16) Hazırlanmış sürahiler... Dizilmiş yastıklar. Ve döşenmiş nefis sergiler (vardır).
    15. (14-16) Hazırlanmış sürahiler... Dizilmiş yastıklar. Ve döşenmiş nefis sergiler (vardır).
    16. (14-16) Hazırlanmış sürahiler... Dizilmiş yastıklar. Ve döşenmiş nefis sergiler (vardır).
    17. Artık develere bakmazlar mı ki, nasıl yaratılmış?
    18. (18-19) Ve göğe ki, nâsıl yükseltilmiş? Ve dağlara ki nasıl dikilmiş?
    19. (18-19) Ve göğe ki, nâsıl yükseltilmiş? Ve dağlara ki nasıl dikilmiş?
    20. Ve yere ki, nasıl yayılmış?
    21. (21-22) Artık sen hatırlat. Şüphe yok ki, sen ancak bir hatırlatıcısın. Onların üzerlerinde bir musallat (cebbâr) değilsin.
    22. (21-22) Artık sen hatırlat. Şüphe yok ki, sen ancak bir hatırlatıcısın. Onların üzerlerinde bir musallat (cebbâr) değilsin.
    23. Ancak o kimse ki yüz çevirir ve küfre düşmüş olur.
    24. Artık Allah, onu en büyük azap ile muazzep kılar.
    25. Şüphe yok ki, onların dönüşleri Bize´dir.
    26. Sonra da onların hesapları muhakkak ki, Bize aittir.