1. |
Düşün Sina Dağı´nı! |
2. |
Düşün (Allah´ın) vahyi(ni), ki işlenmiştir |
3. |
açık tomarlar üstüne. |
4. |
Ayakta kalan (ibadet) evi(ni) düşün! |
5. |
Düşün yüksek (göğün) tavanı(nı)! |
6. |
Kabaran denizi düşün! |
7. |
Gerçek şu ki (ey insanoğlu!) Rabbin tarafından (günahkarlar için) öngörülmüş olan azap, kesinlikle vuku bulacaktır. |
8. |
ona hiç kimse engel olamaz. |
9. |
Göklerin (büyük) bir sarsıntı ile sarsılacağı o Gün (bu azap gerçekleşecek), |
10. |
ve dağların (korkunç) bir hareketle (yerlerinden oynayıp) harekete geçecekler(i Gün). |
11. |
Vay haline o Gün hakikati yalanlayanların, |
12. |
(bütün hayatları boyunca) tamamen boş şeylerle oyalanıp duranların; |
13. |
Onlar, o Gün (karşı konulamaz bir) darbe ile cehennem ateşine atılacaklar (ve kendilerine denilecek:) |
14. |
"Bu, sizin yalanlamış olduğunuz ateştir! |
15. |
Peki bu, bir yanılsama mıydı yoksa (doğruluğunu) görmek istemediğiniz bir şey mi? |
16. |
(İşte şimdi) onu çekin! Ama (ister) sabredin, ister etmeyin, sizin için fark etmez. Siz, yalnızca yapmış olduğunuzun karşılığını görüyorsunuz." |
17. |
(Ama,) Allah´a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar kendilerini (o Gün) bahçelerde ve esenlik içinde bulacaklar, |
18. |
Rablerinin kendilerine bağışlayacağı şeyler ile mutluluk bulacaklar çünkü Rableri onları yakıcı ateşin azabından koruyacaktır. |
19. |
(Ve onlara:) "Yapmış olduklarınızın karşılığı olarak afiyetle yiyip için, |
20. |
sıra sıra dizilmiş (mutluluk) sedirlerine uzanarak!" (denilecek.) Ve (cennette) saf ve temiz, güzel gözlü eşler ile onları evlendireceğiz. |
21. |
Kendileri iman eden ve soyları bu imanı sürdürecek olanlara gelince, Biz onları soyları ile bütünleştirecek ve işlerini heder ettirmeyeceğiz (ama, sonuçta) herkes kendi kazandığının hesabını verecek. |
22. |
Biz onlara meyveyi ve eti bolca vereceğiz, ne isterlerse hepsini. |
23. |
ve orada, (cennette), birbirlerine, boş konuşturmayan ve günaha sokmayan kaseler uzatacaklar. |
24. |
Ve onları (ölümsüz) gençlikler bekleyecek, (sanki) kendi kendilerinin (çocuklarıymış gibi), kabuklarının içinde saklanan inciler gibi (saf ve temiz). |
25. |
Ve (böylece nimet tattırılanlar,) birbirlerine dönerek (geçmişte yaşadıkları hakkında) sorular soracaklar. |
26. |
Onlar, "Bakın" diyecekler, "eskiden, çoluk çocuğumuz arasında yaşadığımız sıralarda, (Allah´ın bizden razı olmadığını düşünerek) korku içindeydik; |
27. |
ve bu durumdayken Allah bizi lütfuyla inayetlendirdi ve (çaresizliğin) yakıcı fırtınalarının azabından bizi korudu. |
28. |
Şüphesiz biz bundan önce (yalnız) O´na yalvarırdık. (Ve O, bize şimdi gösterdi ki) yalnız O´dur gerçekten iyilik eden ve gerçek rahmet kaynağı!" |
29. |
Öyleyse (ey Muhammed! Bütün insanlara) öğüt ver! Çünkü, Rabbinin rahmetiyle, sen ne bir kahinsin, ne de bir deli. |
30. |
Yoksa onlar: "(O, yalnızca) bir şair(dir); bekleyip görelim zaman ona neler yapacak" mı diyorlar?" |
31. |
De ki: "(Öyleyse,) ümitle bekleyin! Ben de sizinle birlikte ümitle bekleyeceğim!" |
32. |
Akılları mı onlara bu (tavrı takınmaları)nı telkin ediyor, yoksa (bu hal) (sadece) kaba bir küstahlığın eseri midir? |
33. |
Yoksa onlar: "Bu (mesaj)ı kendisi uydurmuştur!" mu diyorlar? Hayır, tersine, onlar (gerçeği biliyor, ama) inanmak istemiyorlar! |
34. |
Ama, (eğer onu basit bir faninin işi olarak görüyorlarsa) ona benzeyen başka bir söylem üretsinler (de görelim!) Söyledikleri doğru mu, değil mi? |
35. |
(Yoksa onlar, Allah´ın varlığını inkar mı ediyorlar?) Kendileri, hiçbir (sebep) olmadan mı yaratıldılar? Yoksa kendi kendilerinin mi yaratıcılarıdırlar? |
36. |
(Ve) gökleri ve yeri onlar mı yarattı? Hayır, ama onlar hiçbir şey hakkında kesin bir inanca sahip değiller! |
37. |
(Nasıl olabilirler ki?) Rabbinin hazineleri onlarda mı? Onlar mı (kaderden) sorumlular? |
38. |
Yoksa onların (nihai hakikatlere yükselecekleri ve insan kavrayışının ötesindekini) dinleyecekleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse, (onu) dinlemiş olanlardan birisi (bilgisinin) açık bir delilini getirsin! |
39. |
Yahut, (eğer Allah´a inanıyorsanız), siz (yalnız) erkek çocuk sahibi olurken O(nun) kız çocuk sahibi (olmayı tercih ettiğine nasıl inanırsınız?) |
40. |
Yoksa (ey Muhammed, senin mesajını reddedenler, seni dinlerlerse) onlardan bir karşılık isteyeceğinden ve kendilerini borç altına sokacağ(ından mı korkuyorlar?) |
41. |
Yoksa, (bütün mevcudatın) gizli gerçekliğinin, (zamanı geldiğinde) yazabilmeleri için kendi kavrayış alanları içine gireceği(ni mi sanıyorlar)? |
42. |
Yoksa (seni çelişkilerin) tuzağına mı düşürmek istiyorlar? Ama aslında tuzağa düşenler onlardır, o hakikati inkar edenler! |
43. |
O halde, Allah´tan başka bir tanrıları mı var? Allah, sınırsız şanıyla insanların O´na yakıştırdığı ortaklardan münezzehtir! |
44. |
Ama onlar, (hakikati) görmeyi reddedenler, gökyüzünde bir parçanın düşmekte olduğunu görselerdi, (yalnızca) "O, bir bulut yığını(ndan ibaret)tir!" derlerdi. |
45. |
Bundan böyle, dehşete kapılacakları (Hesap) Günü ile karşılaşıncaya kadar kendi hallerine bırak onları! |
46. |
O Gün komplolarının kendilerine hiçbir faydası olmayacak ve hiçbir yardımcı bulamayacaklar... |
47. |
Gerçek şu ki zulüm işlemeye şartlanmış olanları, (öteki dünyadaki korkunç azaptan) daha yakın bir azap beklemektedir ama çoğu bunun farkında değil. |
48. |
O halde Rabbinin hükmünü sabırla bekle, çünkü sen gözümüzün önündesin; ve her ne zaman ayağa kalkarsan Rabbinin sınırsız şanını hamd ile yücelt! |
49. |
Gece ve bütün yıldızların çekildiği an O´nun şanını yücelt! |