Rum Suresi
    ELMALILI HAMDİ YAZIR (SADELEŞTİRİLMİŞ 1) MEALİ
    Rahmân ve rahîm olan Allah´ın adıyla
    1. Elif, Lam, Mim.
    2. Rumlar yenildi,
    3. yeryüzünün yakınında; ama onlar bu yenilgilerinin arkasından muhakkak üstün geleceklerdir,
    4. bir kaç yıl içinde; önünde de sonunda da emir Allah´ındır ve o gün müminler Allah´ın yardımıyla sevineceklerdir.
    5. O kimi dilerse muzaffer kılar ve güçlü O´dur, merhametli O´dur.
    6. Bu Allah´ın va´didir. Allah sözünden caymaz. Fakat insanların çoğu bilmezler.
    7. Onlar, bu dünya hayatının dış yüzünü bilirler; ahiretten ise hep gafildirler.
    8. Vicdanlarında bir düşünmediler mi? Allah gökleri ve yeri ve ikisi arasındaki şeyleri gerçeğe uygun ve belirli bir süre için yaratmıştır. Bununla beraber insanlardan bir çoğu Rablerine kavuşmayı inkar ederler.
    9. Yeryüzünde gezip bir bakmadılar mı ki kendilerinden öncekilerin sonu nasıl olmuştur. Onlar kendilerinden daha güçlü idiler, yeri aktarmışlar ve onu bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi. Peygamberleri de onlara açık deliller ile gelmişlerdi. Demek Allah onlara zulmetmiyordu. Fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.
    10. Sonra o fenalık yapanların sonu en fenası oldu. Çünkü Allah´ın ayetlerini yalanladılar ve onlarla eğleniyorlardı.
    11. Allah yaratmayı ilkin yapar, sonra da çevirir onu yeniden yapar; sonra hep döndürülüp O´na götürüleceksiniz.
    12. O kıyamet çattığı gün, suçlular bütün ümitlerini kaybederler.
    13. Ortak koştuklarından kendilerine şefaat edenler de bulunmaz. Ortaklarını da inkar etmişlerdir.
    14. O kıyamet çattığı gün (insanlar birbirinden) ayrılırlar.
    15. İman edip iyi işler yapmış olanlara gelince o zaman bir bahçede neşelenirler.
    16. Ayetlerimize ve ahiret buluşmasına yalan deyip de küfredenlere gelince, işte bunlar o zaman azap içinde huzura celbedilirler.
    17. O halde akşama girdiğiniz zaman da sabaha girdiğiniz zaman da Allah´ı tesbih edin.
    18. Göklerde ve yerde, ikindileyin ve öğleye erdiğiniz zaman da hamd O´na mahsustur.
    19. O ölüden diri çıkarır diriden de ölü çıkarır ve toprağa ölümünden sonra hayat verir. Sizler de işte öyle çıkarılacaksınız.
    20. Yine O´nun sizi topraktan yaratması (yüce kudretine delalet eden) ayetlerindendir ki, sonra da siz şimdi bir beşersiniz, yayılıp duruyorsunuz.
    21. Yine sizin için nefislerinizden kendilerine ısınırsınız diye eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve bir esirgeme yapması da O´nun ayetlerindendir. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için ibretler vardır.
    22. Yine göklerin ve yerin yaratılışı ile dillerinizin ve benizlerinizin farklı oluşu da O´nun ayetlerindendir. Şüphe yok ki, bunda ilim sahipleri için ayetler vardır.
    23. Yine gecede, gündüzde uyumanız ve lütfundan nasip aramanız da (O´nun) ayetlerindendir. Şüphe yok ki, bunda işiten bir toplum için ayetler vardır.
    24. Yine size hem korku ve hem de ümit için şimşeği göstermesi ve gökten bir su indirip de onunla yeryüzüne ölümünden sonra hayat vermesi, O´nun ayetlerindendir. Şüphesiz ki bunda aklını çalıştıran bir toplum için ayetler vardır.
    25. Yine göğün ve yerin O´nun emriyle durması da O´nun ayetlerindendir. Sonra sizi bir çağırış çağırdığı zaman siz hemen yerden çıkarsınız.
    26. Göklerde ve yerde kim varsa hepsi Onundur. Hepsi O´na divan durmaktadır.
    27. Hem kainatı ilkin yaratan O´dur. Sonra onu çevirip yeniden yapacak olan da O´dur ki, bu O´na daha kolaydır. Göklerde ve yerde en yüksek şan ve şeref O´nundur. Çok güçlü olan O´dur, hikmet sahibi olan O´dur.
    28. (Allah) size kendinizden bir misal verdi: Hiç size kısmet ettiğimiz şeyde elleriniz altındaki kölelerinizden ortaklarınız bulunur da onlarla siz eşit olur, aranızda birbirinizi saydığınız gibi, onları da sayar mısınız? İşte düşünecek bir toplum için ayetleri böyle ayırdediyoruz.
    29. Fakat zulmedenler bilgisizce heveslerine uydular. Artık Allah´ın şaşırttığını kim yola getirebilir? Onlara yardımcılardan eser de yoktur!
    30. O halde yüzünü bir hanif olarak dine tut, Allah´ ın insanları kendisi üzerine yarattığı fıtratına. Allah´ın yaratışında değişme yoktur, dosdoğru sabit din odur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
    31. Başkasından geçerek hep O´na gönül verin. O´na (sığınıp) korunun. Namaza devam edin de müşriklerden olmayın;
    32. Onlardan (olmayın) ki, dinlerini ayırıp öbek öbek olmuşlardır. Her grup kendilerindekine güvenmektedir.
    33. Bununla beraber insanlara bir keder dokunduğu zaman herşeyden geçerek Rablerine yalvarır, dua ederler; sonra tarafından bir rahmet tattırıverdiği zaman da bakarsın onlardan bir kısmı tutar, o Rablerine ortak koşarlar,
    34. kendilerine verdiğimiz nimete nankörlük etsinler diye. Haydi, zevkinizi sürün bakalım, yarın bileceksiniz!
    35. Yoksa Biz onlara bir buyruk indirmişiz de ona ortak koşmalarını o mu söylüyor?
    36. Bir de Biz insanlara bir rahmet tattırdığımız zaman ona güveniyorlar; ellerinin yaptığı birşey sebebiyle başlarına bir kötülük gelince de (hemen) her ümidi kesiveriyorlar.
    37. Allah´ın dilediğine rızkı hem serip hem sıktığını görmediler mi! Şüphesiz bunda iman edecek bir kavim için ayetler vardır.
    38. O halde yakınlığı olana da hakkını ver, yoksula da yolcuya da... Allah´ın yüzünü isteyenler için o daha hayırlıdır; kurtuluşa erenler de işte onlardır.
    39. İnsanların mallarında artış olsun diye verdiğiniz faiz, Allah katında artmaz. Allah´ın yüzünü dileyerek verdiğiniz zekat ise, katlayanlar (kat kat artıranlar) işte onlardır.
    40. Allah O´dur ki sizi yarattı, sonra da size rızık verdi; sonra sizi öldürür; sonra sizi diriltir. Hiç sizin ortak koştuklarınızdan, bunlardan birini yapacak var mı? Çok münezzeh ve çok yücedir O, onların koştukları ortaklardan.
    41. İnsanların kendi ellerinin kazandığı şeyler yüzünden karada ve denizde fesat meydana geldi (ki Allah) yaptıklarının bazısını kendilerine tattırsın ki vazgeçsinler.
    42. De ki: «Yeryüzünde bir gezin de bakın, bundan öncekilerin akibeti nasıl olmuş? Onların çoğu (Allah´a) ortak koşarlardı.»
    43. (Böyle) söyle de yüzünü Allah´tan geri çevirilmesine hiçbir çare olmayan bir gün gelmeden önce o doğru ve değişmez dine tut; o gün (gelince insanlar birbirlerinden) ayrılırlar.
    44. Her kim inkar ederse, inkarı kendi aleyhinedir; kim de iyi amel işlerse sadece kendileri için döşemiş olurlar.
    45. Çünkü iman edip de iyi iyi işler yapanlara lütfundan mükafat verecektir. Çünkü O, kafirleri sevmez.
    46. Rahmetinden size tattırmak, emriyle gemiler aksın, lütfundan arayıp kazanmanız için ve belki, şükredersiniz diye, rüzgarları müjdeleyiciler olarak göndermesi de O´nun ayetlerindendir.
    47. Andolsun ki, senden önce birçok peygamberleri kavimlerine gönderdik de onlara apaçık delillerle vardılar. Onun üzerine suç işleyenlerden intikam aldık. Mü´minlere yardım ise üzerimizde bir hak oldu.
    48. Allah O´dur ki, rüzgarları gönderir de bir bulut savururlar. Derken onu gökyüzünde nasıl dilerse öyle serer, parça parça da eder. Derken aralarından yağmurun çıktığını görürsün. Derken onu kullarından kimlere diliyorsa döküverdi mi derhal yüzleri gülüverir,
    49. her ne kadar yağmur kendilerine indirilmeden önce ümitsizlik içinde idiyseler de.
    50. Şimdi bak Allah´ın rahmetinin eserlerine! Yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor? Şüphe yok ki, O mutlaka ölüleri diriltir. Daha da her şeye gücü yetendir O!
    51. Andolsun ki, bir rüzgar göndersek de onun bitkilerinin sararmış olduğunu görseler, mutlaka onun arkasından nankörlüğe başlarlar.
    52. Çünkü sen ölülere işittiremezsin. O daveti arkalarını dönmüş giderlerken sağırlara da duyuramazsın.
    53. Körleri de sapıklıktan doğru yola çıkaramazsın; sen ancak ayetlerimize iman edeceklere duyurabilirsin de onlar İslam´a gelir, selameti bulurlar.
    54. Allah o herşeye gücü yeten ki, sizi bir güçsüzden yaratmakta; sonra güçsüzlüğün arkasından kuvvet vermekte; sonra da kuvvetin arkasından güçsüz ve ihtiyar yapmaktadır. Dilediğini yaratıyor; O, öyle herşeyi bilen, herşeye gücü yetendir.
    55. Vaktin gelip kıyametin koptuğu gün suçlular, (dünyada) bir saatten fazla durmadıklarına yemin ederler. Önce de böyle (haktan) çevriliyorlardı.
    56. Kendilerine ilim ve iman verilenler de derler ki: «Andolsun ki, Allah´ın kitabınca dirilme gününe kadar kaldınız, işte bu dirilme günüdür; fakat siz bilmezler grubuydunuz!»
    57. Artık o gün zulmedenlere mazeretleri fayda vermez ve dertlerinin çaresine bakılmaz.
    58. Andolsun ki bu Kur´an´da her çeşit misaller getirdik. Yemin ederim ki, sen onlara başka bir ayet de getirsen o küfredenler yine diyecekler ki: «Siz muptilsiniz (olmayanı gerçek gibi gösteren kimselersiniz)!»
    59. İlmin kadrini bilmeyenlerin kalplerini Allah böyle mühürler.
    60. Şimdi sen sabret. Çünkü Allah´ın va´di mutlaka haktır. Ve sakın kesin imanı olmayanlar seni hafifliğe sevketmesin!