Lokman Suresi
    ELMALILI HAMDİ YAZIR (ORJİNAL) MEALİ
    Rahmân ve rahîm olan Allah´ın adıyla
    1. Elif, Lam, Mim.
    2. Bunlar sana o hikmetli kitabın âyetleri
    3. Hidayet ve rahmet için o (güzellik yapan) muhsinlere
    4. Ki namazı kılarlar ve zekâtı verirler, Âhırete de onlar yakîn edinirler
    5. İşte bunlar rablarından bir hidayet üzeredir ve işte bunlardır o felâh bulanlar
    6. Bayağı insanlardan kimi de vardır ki, Allah yolundan bilmiyerek sapıtmak ve onu eğlence yerine tutmak için lâf eğlencesi satın alır, işte bunlara mühîn bir azâb vardır
    7. Karşısında âyetlerimiz okunduğu vakıt da kibirlenerek ensesini döner, sanki onları işitmemiş, sanki kulaklarında bir ağırlık varmış, sen de onu elîm bir azâb ile müjdele
    8. Fakat iyman edib de iyi işler yapanlar, şübhesiz ki onlara naîm Cennetleri var
    9. İçlerinde muhalled olmak üzere onlar, hakkâ Allahın va´di bu ve azîz odur hakîm o
    10. Gökleri direksiz yarattı onları görüyorsunuz Arza da sizi çalkalar diye ağır baskılar bıraktı ve onda her bir hayvandan üretti, hem Gökten bir su indirdik de her hoş çeşitten yetiştirdik
    11. İşte bu Allahın yarattığı, haydi gösterin bana ondan berikiler ne yaratmış? Fakat o zalimler apaçık dalâl içindeler
    12. Şanım hakkı için Lokmana hikmet verdik ki şükret Allaha diye ve her kim şükrederse kendi lehine eder, her kim de nankörlük ederse her halde Allah ganiydir, hamîddir
    13. Hani Lokman da oğluna demişti, ona va´zediyordu; Yavrum, Allaha şirk koşma, çünkü şirk çok büyük bir zulümdür
    14. Gerçi insana ebeveynini de tavsıye ettik, anası onu za´f, za´f üstüne taşıdı, süt kesimi de iki sene içinde şükret diye bana ve anana babana, ki banadır geliş
    15. Bununla beraber o ikisi de sana sence hakkında bir ılim olmıyan hiçi bana şerik koşturmağa uğraşırlarsa o vakıt onlara itaat etme ve kendilerine Dünyada ma´ruf surette musahabet eyle de bana yüz tutanın yolunu tut, sonra dönüb bana geleceksiniz de ben size yaptıklarınızı haber vereceğim
    16. Yavrum! haberin olsun ki yaptığın bir hardal danesi tartısı olsa da bir kaya içinde veya Göklerde veya Yerin dibinde gizlense Allah onu getirir mizanına kor, çünkü Allah lâtiftir, habîrdir
    17. Yavrum! namazı kıl, ma´rufu emir ve münkerden nehiy ve başına gelene sabr et, çünkü bunlar azmolunacak işlerdendir
    18. Hem nâsa avurdunu şişirme ve Yer yüzünde çalımla yürüme, çünkü Allah, öğüngen kurulganın hiç birini sevmez
    19. Gidişinde mu´tedil ol, sesini pesden al, çünkü seslerin en beti her halde eşekler sesidir
    20. Görmediniz mi? Allahı zülcelâl sizin için Göklerdekini ve Yerdekini müsahhar kılmış, üzerinize zâhiren ve bâtınen ni´metlerini ifaza buyurmakta, bununla beraber nâs içinde kimisi de var ki ne bir ılme, ne bir mürşide ne de tenvir eder bir kitaba istinad etmeksizin Allah hakkında mücadele ediyor
    21. Ve Allahın indirdiğine tabi´ olun denildiği vakıt kendilerine «hayır, biz atalarımızı neyin üzerinde bulduksa onun ardınca gideriz» diyorlar, ya Şeytan onları saîr azâbına da´vet ediyor idise de mi?
    22. Halbuki her kim özü muhsin olarak yüzünü tertemiz Allaha tutarsa o hakıkaten en sağlam kulpa yapışmıştır, öyle ya bütün işlerin akıbeti Allaha dayanır
    23. Kim de küfrederse artık onun küfrü seni mahzun etmesin, onlar dönüb bize gelecekler o vakıt biz onlara bütün yaptıklarını haber vereceğiz, her halde Allah, bütün sînelerin künhünü bilir
    24. Biz onlara biraz zevk ettiririz de sonra kendilerini galîz bir azâba muztarr kılarız
    25. Celâlim hakkı için sorsan onlara: o Gökleri ve Yeri kim yarattı? Her halde elbet Allah diyecekler, «elhamdulillah» de, fakat pek çokları bilmezler
    26. Göklerde ve Yerde ne varsa Allahındır, hakıkat Allah, öyle ganî öyle Hamîddir
    27. Eğer yerdeki ağaçlar hep kalem olsa deniz de mürekkeb, arkasından yedi deniz, Allahın kelimatı tükenmez, hakıkat Allah, azîz hakîmdir
    28. Sizin yaratılmanız da, ba´solunmanız da ancak tek bir nefis gibidir. Hakıkat Allah, semîdir basîrdir
    29. Görmedin mi? Allah geceyi gündüze sokuyor, gündüzü geceye sokuyor ve Şems-ü Kameri teshır etmiş hepsi müsemmâ bir ecele doğru cereyan ediyor ve filvakı´ Allah, bütün yaptıklarınıza habîrdir
    30. Bu şundan: Çünkü Allah hakıkat hak o, ondan başka çağırdıklarınız hep bâtıl ve hakıkat Allah, yegâne yüksek büyük o
    31. Baksan a size âyetlerinden göstermek için ni´metiyle gemilerin denizde akışına! Şübhe yok ki bunda pek sabırlı ve çok şükürlü olanlar için bir çok âyetler vardır
    32. Ve kara bulutlar gibi dalga sardığı vakıt onları dini Allaha hâlis kılarak yalvarırlar, sonra karaya çıkarıldığı vakıt içlerinden doğru giden de bulunur ve bizim âyetlerimize ancak gaddar, nankör olanlar çıfıtlık eder
    33. Ey insanlar rabbınızdan korkun ve bir günü sayın ki ata evlâdından bir şey ödeyemez, evlâd o da atasından bir şey ödeyecek değildir, Muhakkak Allahın va´di hak, o halde sakının Dünya hayat sizi aldatmasın ve sakının o mağrur sizi Allaha güvendirmesin
    34. Her halde Allah, saate ılim onun yanındadır ve yağmuru o yağdırır, rahimlerde ne var o bilir ve hiç bir nefis yarın ne kazanacağımı bilmez, bir nefis hangi Yerde öleceğini de bilmez, şübhesiz ki Allah alîmdir, habîrdir