Müddessir Suresi
    SUAT YILDIRIM MEALİ
    Rahmân ve rahîm olan Allah´ın adıyla
    1. Ey örtüye bürünen! (İnziva arzu eden!) Ayağa kalk ve insanları uyar. Rabbinin büyüklüğünü an. Elbiseni tertemiz tut, maddî manevî kirlerden arın, Pis ve murdar olan her şeyden kaçın Verdiğini çok bularak minnet etme! Rabbinin yolunda sabret! Sûr´a üflendiği gün, Doğrusu, o çok çetin bir gün! Kâfirlere hiç kolay olmayan bir gün
    11. Mal ve ailesiz, tek olarak yarattığım, sonra çok çok mal, servet ve etrafında dolaşan oğullar verdiğim, her türlü imkânı önüne serdiğim, o adamın hakkından gelmeyi sen Bana bırak
    15. Hâlâ da açgözlülükle imkânlarını daha da artırmama hevesleniyor
    16. Hiç heveslenmesin! Çünkü o Bizim âyetlerimize karşı inatçı kesildi
    17. Ben de onu sarp mı sarp bir yokuşa sardıracağım
    18. O düşündü, ölçtü, biçti..
    19. Kahrolası, nasıl da ölçtü biçti
    20. Hay kahrolası! Nasıl, nasıl da ölçtü biçti
    21. Sonra baktı..
    22. Derken suratını astı, kaşlarını çattı..
    23. Sonra da sırtını döndü, kibirinden kabardı, arkasına bakmadan çekip gitti
    24. "Bu, büyücülerden nakledilen büyüden ibarettir." dedi
    25. Bu, beşer sözünden başka bir şey değildir.
    26. ("Beşer" desin bakalım) "Ben de onu sekar´a atacağım
    27. Sekar nedir bilir misin? Nereden bileceksin
    28. O, içine atılanı yer, bitirir. Yine de bırakmaz, eski haline çevirip bu işi tekrar eder
    29. Sürekli olarak derileri kavurur
    30. Üzerinde on dokuz görevli vardır
    31. Biz cehennem görevlilerini sadece melaikelerden kıldık. Onların sayısını da kâfirler için imtihan ve sıkıntı sebebi yaptık ki Ehl-i kitaptan olanlar Peygambere imanda yakîn sahibi olup, daha kesin inansınlar. mü´minlerin imanlarındaki yakinleri artsın. Ehl-i kitap ve müminler tereddüde düşmesinler. Kalplerinde hastalık olan münafıklar ile kâfirler de neticede: "Allah, bu misal ile ne anlatmak istemiş olabilir?" desinler. Böylece Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını Kendisinden başka kimse bilemez. Bu, (yani cehennem veya ondan bahseden âyetler) beşere bir öğüt ve uyarıdan başka bir şey değildir.
    32. Hayır! İş kâfirlerin dediği gibi değil. Ay´a
    33. Ve dönüp giden geceye
    34. Ağardığı dem sabaha kasem edip şahit tutarım ki
    35. O sekar belâların en müthişidir
    36. Beşer için en büyük uyarıdır
    37. İleri veya geri gitmek durumunda olanlar için en büyük uyarıdır
    38. Ashab-ı yeminden, hesap defterini sağ tarafından alan cennetlikler dışında herkes, yaptığı işlerin rehini ve esîri olacaktır
    40. Onlar mutlaka cennetlerde mücrimlerin durumu hakkında, kendi aralarında konuşurlar. O suçlulara: "Neydi bu cehenneme sizi sürükleyen?" diye sorulur
    43. Onlar şöyle cevap verirler: Biz namaz kılanlardan değildik
    44. Fakirleri doyurmaz, onların ihtiyaçlarıyla ilgilenmezdik
    45. Batıl sözlere dalanlarla beraber biz de dalardık
    46. Bu hesap gününü yalan sayardık
    47. Ölüm bizi yakalayıncaya kadar hep böyle idik.
    48. Artık onlara şefaatçilerin şefaati fayda etmez
    49. Ne oluyor onlara ki bu öğütten, bu irşaddan arslandan ürküp kaçan yaban eşeği gibi kaçıyorlar
    52. Bu beyler, bu öğütle yetinmeyip üstelik her biri kendisine mahsus özel kitap, özel ferman isterler
    53. Hayır! onlar aslında âhiret endişesi taşımazlar
    54. Hayır! Gerçekten bu bir öğüttür, bir uyarıdır
    55. Dileyen onu okur, düşünür ve ders alır
    56. Ama Allah dilemedikçe onlar ders alamazlar. Saygı duyulup cezasından sakınmaya lâyık olan da, günahkârların günahlarını bağışlama şanına yaraşan da yalnız O´dur