Mearic Suresi
    SUAT YILDIRIM MEALİ
    Rahmân ve rahîm olan Allah´ın adıyla
    1. Biri çıkıp gelecek azabı sordu.
    2. O azap ki onu, kâfirlerden uzaklaştıracak hiçbir kuvvet yoktur
    3. Çünkü bu azap, yüceler yücesi Allah´tan gelecektir
    4. Melekler ve Rûh, O´nun Arş´ına; miktarı ellibin sene olan bir günde yükselirler.
    5. O halde sen, müşriklerin eziyetlerine güzelce sabret. Çünkü azabın inmesi yaklaşmaktadır
    6. Onlar, o günü çok uzakta zannediyorlar, ama Biz yakın olduğunu biliyoruz
    8. O gün gök erimiş maden gibi olur
    9. Dağlar ise atılmış rengârenk yüne döner.
    10. Birbirlerine gösterildikleri halde hiçbir candan dost, dostunun hâlini sormaz.Her mücrim o günkü azaptan kurtulmak için fidye olarak oğullarını, eşini, kardeşini,kendisine sahip çıkan sülalesini, hatta dünyada olanların tamamını verip de kurtulmak ister.
    15. Lâkin ne mümkün! O cehennem alev alev yanan bir ateştir
    16. Eli, ayağı, bütün uzuvları söküp atar
    17. İmana sırtını dönüp haktan yüz çevireni, bir de servet toplayıp yığan ve hayırda harcamayanı o ateş kendine çağırır
    19. Gerçekten insan cimri olarak yaratılmıştır
    20. Başı derde düştü mü sızlanır durur
    21. Ama servet sahibi olunca da pinti kesilir
    22. Ancak namazlarını devamlı kılanlar böyle değildir
    24. $2
    25. Onlar o kimselerdir ki mallarında isteyen ve yoksun olanların haklarını ayırırlar
    26. Onlar hesap gününü tasdik ederler
    27. Onlar Rab´lerinin cezasından korkarlar.
    28. Çünkü Rab´lerinin azabından kimse emin olamaz
    29. Onlar edep yerlerini, eşleri ve cariyelerinden başkasından korurlar. Yalnız bunlarla münasebeti olanlar ayıplanamazlar
    31. Ama bu sınırın ötesine geçenler haddi aşmış, zulüm işlemiş olurlar
    32. Onlar üzerlerine aldıkları emanetlere ve verdikleri sözlere riayet ederler
    33. Onlar şahitliklerini dürüstçe ifa ederler
    34. Onlar namazlarına tam dikkat ederler
    35. İşte bunlar cennetlerde ikrama nail olacaklar
    36. O kâfirlere ne oluyor ki, seninle alay etmek maksadıyla sağdan soldan dağınık gruplar halinde, boyunlarını uzatarak sana doğru koşuyorlar
    38. Onlardan her biri (iman etmeden) naîm cennetine yerleşmeye mi hevesleniyor
    39. (Hiç heveslenmesin, hiç kimsenin öteki insanlar üzerinde böbürlenmeye hakkı olamaz). Çünkü Biz onları da, öbür insanlar gibi, o bildikleri nesneden, meniden yarattık.
    40. Hayır, Allah´ın nizamı onların sandığı gibi değildir! Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki, Biz onların yerine kendilerinden daha hayırlı insanlar getirmeye kadiriz. Bizim elimizden kurtulan, gücümüzün yetmediği hiçbir şey yoktur.
    42. Artık sen onları kendi hallerine bırak da, kendilerine vâd edilen gün gelinceye kadar bâtıla dalsın, oynasınlar
    43. O gün onlar kabirlerinden çıkıp sür´atle sanki bir hedefe varmak istercesine koşarlar
    44. Gözleri yerde, kendilerini baştan aşağı bir zillet kaplamış durumdadır.İşte kendilerine vâd edilen gün, bugündür