Vakia Suresi
    SUAT YILDIRIM MEALİ
    Rahmân ve rahîm olan Allah´ın adıyla
    1. AKIA 1 O gerçek olan kıyamet gerçekleşince neler olacak neler!.
    2. Zaten onun olmasını yalanlayacak hiçbir delil olamaz.
    3. O kimini alçaltır, kimini yüceltir
    4. Yer şiddetle sarsıldığı,
    5. Dağlar darmadağın edilip parçalandığı
    6. Uçuşan toz zerreleri haline geldiği zaman..
    7. Sizler de üç sınıfa ayrılırsınız
    8. Ashab-ı yemin ki ne ashab-ı yemin! Ne mutludur onlar
    9. Ashab-ı şimal ki ne ashab-ı şimal! Ne bedbahttır onlar
    10. İmanda, fazilette öncüler ki ne öncüler! Onlar herkesi geçerler.
    11. İşte onlardır Allah´a en yakın olanlar. Naîm cennetlerindedir onlar
    13. Çoğu önceki ümmetlerden, biraz da sonrakilerden
    15. Mücevheratla işlenmiş tahtlara yaslanarak karşılıklı otururlar
    17. Etraflarında, cennet şarabından dolu testiler, sürahiler, kadehlerle, ebedîliğe ermiş çocuklar dolaşıp hizmet ederler
    19. Bu içkiden ötürü baş ağrısı çekmezler, sarhoş da olmazlar
    20. Bir de... tercih edecekleri meyveler..
    21. Canlarının istediği kuş etleri..
    22. Ve gün görmemiş saklı inciler gibi güzel eşler..
    24. Bütün bunlar dünyada yaptıkları güzel işlere mükâfat olarak verilecek
    25. Onlar cennette ne boş bir söz, ne de günaha sokan bir laf işitmezler
    26. İşittikleri söz, hep: "Selâm! selâm!" sesleridir
    27. Ashab-ı yemin ki ne ashab-ı yemin! Ne mutludur onlar
    28. Dalbastı kirazlar
    29. Dolgun salkımlı muzlar
    30. Yayılmış gölgeler...
    31. Şarıl şarıl akan sular...
    32. Tükenmeyen, eksilmeyen, hiçbir surette esirgenmeyen birçok meyveler içindedirler
    34. Onlara, pek değerli eşler de verdik. Biz o eşleri, yepyeni bir yaratılışla yaratıp, sûret ve sîretlerini son derece güzelleştirdik
    36. Böylece onları, ashab-ı yemin için bakire kızlar, kocalarına âşık yaşıtlar kıldık
    39. Birçoğu önceki ümmetlerden, birçoğu da sonrakilerden
    41. Ashab-ı şimal ki ne ashab-ı şimal! Ne bedbahttır onlar
    42. Onlar kızgın ateşte ve kaynar sularda..
    43. Ne serin, ne de faydalı olmayan, kapkara duman tabakası altındadırlar.
    45. Çünkü onlar dünyada iken refah içinde şımarırlardı
    46. O en büyük günahta, şirkte ısrar ederlerdi
    47. Ve derlerdi ki: "Ölüp toprak olduktan ve çürümüş kemik haline geldikten sonra mı biz diriltilecekmişiz? Gelip geçmiş atalarımız da mı?
    49. De ki: "Öncekiler de, sonrakiler de belli bir günün, belli vaktinde mutlaka toplanacaksınız."
    51. Sonra siz ey yoldan sapanlar ve hak dini yalan sayanlar
    52. Zakkum ağacının meyvesinden yiyecek
    53. Karınlarınızı onunla dolduracak
    54. Üstüne de kaynar su içeceksiniz
    55. Hem de susamış develerin suya saldırışı gibi saldırarak içeceksiniz
    56. İşte hesap gününde onlara ikram edilecek ziyafet!
    57. Sizi yaratan Biz´iz, hâlâ bu gerçeği ikrar ve tasdik etmeyecek misiniz
    58. Şimdi düşünsenize o akıttığınız meniyi! Onu yaratıp insan haline getiren siz misiniz, yoksa Biz miyiz
    60. Aranızda ölümü Biz takdir ettik. Sizi yok edip yerinize benzerlerinizi getirmeyi ve sizi bilemeyeceğiniz bir biçimde ve vasıfta yaratmayı dilersek, Bize mani olacak hiçbir güç yoktur
    62. Siz ilk yaratmayı pek iyi biliyorsunuz, artık düşünüp ibret almanız gerekmez mi?
    63. Ektiğiniz tohuma baksanıza! Siz mi onu yetiştiriyorsunuz Biz mi
    65. Eğer isteseydik onu kuru çöp haline getirirdik, siz de şaşıp kalır, pişman olurdunuz
    66. "Eyvah! Emeklerimiz boşa gitti.
    67. Hatta doğrusu biz rızıktan mahrum kaldık, sefalete mahkûm olduk." derdiniz
    68. Peki içtiğiniz suya ne dersiniz
    69. Onu buluttan siz mi indirdiniz, yoksa Biz mi
    70. Dileseydik onu tuzlu da yapardık. Şükretmeniz gerekmez mi
    71. Peki, yakmakta olduğunuz ateşe ne dersiniz
    72. Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratan Biz miyiz
    73. Biz onu çölde, yolda bulunanlar ve muhtaçlar için hem bir ders, hem de istifade vesilesi kıldık
    74. Öyleyse Ulu Rabbinin yüce adını tenzih et
    75. Hayır! Vakit vakit inen Kur´ân´a yemin ederim ki
    76. Eğer anlarsanız bu gerçekten büyük bir yemindir
    77. Bu kitap, pek değerli, şerefli bir Kur´ân´dır
    78. O iyi korunmuş bir kitapta, Levh-i Mahfuzdadır
    79. Ona tertemiz (abdestli) olanlardan başkası dokunamaz
    80. Rabbülâlemin tarafından indirilmiştir
    81. Şimdi bu kelamı mı siz küçümsüyorsunuz
    82. Bu nimete teşekkürünüz, onu yalan saymanız mı olmalıydı
    83. Haydi görelim sizi, can boğaza geldiğinde
    84. O vakit can çekişenin yanında bulunan sizler bakar durursunuz
    85. Biz ise, ona sizden daha yakınız, ama siz göremezsiniz
    86. Haydi bakalım eğer âhirette vereceğiniz hesap yoksa
    87. İddianızda tutarlı iseniz, çıkmakta olan o rûhu geri döndürsenize
    88. Ama eğer ölen kimse Allah´a yakın olanlardan ise, onun için rahatlık, güzel nasip ve naîm cenneti var
    90. Eğer ashab-ı yeminden ise "Selâm sana ashab-ı yeminden!" denilecek.
    92. Ama eğer dini yalan sayan sapıklardan ise onun ziyafeti kaynar su, peşinden de cehenneme atılış olacak
    95. İşte, hakkında hiç şüphe olmayan gerçek budur
    96. O halde Ulu Rabbinin ismini tenzih et!feti kaynar su, peşinden de cehenneme atılış olacak