Rum Suresi
    SUAT YILDIRIM MEALİ
    Rahmân ve rahîm olan Allah´ın adıyla
    1. Elif, Lâm, Mî
    2. Rumlar yakın bir yerde mağlub oldular.Ama bu yenilgilerinden sonra galip gelecekler
    4. Birkaç yıl içinde. Çünkü işleri karara bağlama yetkisi, başında da sonunda da Allah´a aittir.O gün, müminler de, Allah´ın verdiği zafer sayesinde sevinecekler.Allah dilediğini muzaffer kılar. Zira O, azîzdir, rahîmdir (mutlak galiptir, sınırsız merhamet ve ihsan sahibidir).
    6. Bu, Allah´ın vâdidir. Allah verdiği sözden caymaz, fakat insanların ekserisi bunu bilmezler
    7. Bildikleri, sadece dünya hayatının dış görünüşüdür; ama âhiretten habersiz, gafildirler
    8. Onlar azıcık olsun kendi başlarına kalıp düşünmediler mi ki:Allah gökleri, yeri ve ikisinin arasında olan bütün varlıkları gerçek bir gaye ile, belirli bir vâdeye kadar yaratmıştır.Ama insanların birçoğu, Rab´lerinin huzuruna çıkacaklarını inkâr ediyorlar
    9. Onlar dünyayı hiç dolaşmıyorlar mı ki,kendilerinden önce yaşayanların âkıbetlerinin nasıl olduğunu görsünler?Onlar, kendilerinden daha güçlü idiler.Toprağı altüst etmiş, sular, maden, ekin gibi nimetlerden yararlanmış ve şimdikilerin yeri imar edişlerinden daha fazlasıyla imar etmişler, resulleri de kendilerine aşikâr, parlak deliller getirmişlerdi.Ama hakikati reddettiler ve sonuçta yok olup gittiler. Allah onlara asla zulmetmedi, lâkin onlar kendi öz canlarına zulmettiler
    10. Sonra, o fenalık yapanların âkıbetleri, en fena bir âkıbet oldu.Çünkü Allah´ın âyetlerini yalan saydılar.Bir taraftan da onlarla eğleniyorlardı.
    11. Allah, kâinatı yaratmaya ilkin başlayan,sonra onu tekrar yapan, öldürdükten sonra diriltendir.İşin sonunda da hesap vermek üzere O´nun huzuruna götürüleceksiniz
    12. Kıyamet koptuğu gün, o suçlu kâfirler ümitlerini tamamen kesip susarlar
    13. Ortaklarından kendilerine bir tek şefaatçi dahi bulunmaz, zaten onlar ortaklarını da rededeceklerdir
    14. Kıyamet saati gelip çattığında, işte o gün, müminlerle kâfirler birbirlerinden ayrılırlar
    15. İman edip güzel ve makbul işler yapanlar cennet bahçelerinde ağırlanarak neşelenirler
    16. İnkâr edip âyetlerimizi ve öldükten sonra dirilmeyi,Allah´ın huzuruna çıkmayı yalan sayanlar ise, azaba atılmak üzere getirilirler
    17. Haydi siz akşama girerken, sabaha çıkarken Allah´ı takdis ve tenzih edin, namaz kılın.
    18. Göklerde ve yerde hamd, güzel övgü O´na mahsustur.İkindi vaktinde de, öğleye girerken de, O´nu takdis ve tenzih edin, namaz kılın!
    19. O, ölüden diriyi çıkarır, diriden ölüyü çıkarır ve ölmüş toprağa hayat verir.İşte siz de öldükten sonra böylece diriltileceksiniz.
    20. O´nun (varlığının ve kudretinin) delillerinden biri:Sizi topraktan yaratmış olmasıdır.Sonra dünyaya yayılmış beşeriyet haline geldiniz
    21. O´nun (varlığının ve kudretinin) delillerinden biri de:Kendilerine ısınmanız için, size içinizden eşler yaratması, birbirinize karşı sevgi ve şefkat var etmesidir. Elbette bunda, düşünen kimseler için ibretler vardır.
    22. O´nun (varlığının ve kudretinin) delillerinden biri de: Gökleri ve yeri yaratması, lisanlarınızın ve renklerinizin farklı olmasıdır. Elbette bunda bilen ve anlayan kimseler için ibretler vardır.
    23. O´nun (varlığının ve kudretinin) delillerinden biri de: Geceleyin veya gündüzün uyumanız ve O´nun geniş lütfundan geçim vesileleri aramanızdır.Elbette bunda işiten kimseler için ibretler vardır
    24. O´nun delillerinden biri de:Gâh korku, gâh ümit vermek için size şimşeği göstermesi, gökten bir su indirip ölmüş toprağa onun sayesinde hayat vermesidir.Elbette bunda aklını çalıştıran kimseler için ibretler vardır
    25. O´nun (varlığının ve kudretinin) delillerinden biri de göğün ve yerin, Kendisinin buyruğu ile kaim olmaları, belirlenen yerde sapasağlam bulunmalarıdır.Sonra sizi yattığınız yerden bir çağırdı mı, birden kabirlerinizden çıkıverirsiniz!
    26. Göklerde ve yerde kim varsa O´nundur. Onların hepsi, isteyerek veya istemeyerek O´na itaat ederler
    27. Mahlûkları ilkin yoktan yaratan, ölümden sonra da dirilten O´dur.Bu diriltme O´na göre pek kolaydır.Göklerde ve yerde en yüce sıfatlar O´nundur.Gerçekten O azîz ve hakîmdir (mutlak galiptir, tam hüküm ve hikmet sahibidir)
    28. Bakın, Allah size kendi hayatınızdan bir temsil getiriyor: Hiç, elinizin altındaki köle ve hizmetçilerden, size nasib ettiğimiz servette, onların payları da sizinki ile eşit olacak derecede, kendinize ortak yaptığınız, kendinize itibar ettiğiniz kadar onlara da itibar edip saydığınız ortaklarınız var mıdır?İşte Biz aklını kullanan kimseler için âyetlerimizi böyle açıklıyoruz
    29. Fakat zalimler bir bilgiye dayanmaksızın, körü körüne heva ve heveslerine tâbi oldular.Allah´ın şaşırttığını artık kim doğru yola getirebilir? Bu işte onlar hiç bir yardımcı bulamazlar
    30. O halde sen, batıl dinlerden uzaklaşarak yüzünü ve özünü, hak din olan İslâm´a yönelt.Yani Allah´ın insanları yaratmasında esas kıldığı o fıtrata uygun hareket et.Allah´ın bu hilkatini kimse değiştiremez. İşte dosdoğru din budur.Fakat insanların ekserisi bunu bilmezler.
    31. Başka her şeyden geçerek O´na tam gönül verin,O´na karşı gelmekten sakının, namazı hakkıyla ifa edin!Ve asla dinlerini parça parça edip kendileri de öbek öbek olan o müşriklerden olmayın!Öyle ki her hizip, kendi yanındakiyle böbürlenmektedir
    33. İnsanlar bir derde düşünce, başka her şeyi unutarak yalnız Rab´lerine gönülden yalvarırlar;Sonra Allah onlara nezdinden bir rahmet ve bolluk tattırınca, bir de bakarsın ki onlardan bir kısmı Rab´lerine eş, ortak koşuyor ve böylece Allah´ın nimetlerine nankörlük ediyorlar.De ki: "Bir süre eğlenin bakalım, yakında öğrenirsiniz!
    35. Yoksa Biz onlara bir ferman indirmişiz de, o ferman mı Allah´a şirk koşmalarını bildiriyor
    36. İnsanlara bir nimet, bir bolluk tattırdığımızda onunla sevinip şımarırlar.Şayet kendi yaptıkları sebebiyle başlarına bir fenalık gelirse, hemen ümitsizliğe düşerler.
    37. Görüp anlamıyorlar mı ki Allah dilediği kimsenin nasibini bol bol verir, dilediğinin nasibini kısar.Elbette bunda iman edecek kimseler için alınacak ibretler vardır
    38. O halde yakınlarına, yoksula ve yolcuya hakkını ver.Allah´ın rızasına nail olmak isteyenler için böyle yapmak daha hayırlıdır. Felaha erenler de işte onlardır
    39. Şunu unutmayın: Başkalarının mallarıyla artış sağlasın diye faize verdiğiniz para, zahiren fazlalaşsa da Allah´ın nezdinde artmaz.Ama Allah´ın rızasını arzulayarak verdiğiniz zekâtlar,O´nun nezdinde bereketlenir.İşte böyle yapanlar ödüllerini kat kat artırırlar
    40. Allah O yüce Rabdir ki sizi yaratır, sonra rızıklandırır, sonra tayin ettiği vâde geldiğinde sizi öldürür, sonra da diriltir.Düşünün bakalım: Sizin, ibadette Allah´a ortak yaptığınız putlar içinde bunlardan herhangi bir şeyi yapabilen var mı?Allah onların iddia ettikleri ortaklardan münezzehtir, yücedir
    41. Allah´ın buyruklarını umursamayan şu insanların kendi tercihleri ile yaptıkları işler yüzünden karada ve denizde (bütün dünyada) bozukluk ortaya çıktı, nizam bozuldu.Doğru yola ve isabetli tutuma dönme fırsatı vermek için,Allah, yaptıklarının bazı kötü neticelerini onlara tattırır.
    42. De ki: "Dünyayı gezin de daha önce geçmiş toplumların âkıbetlerinin nasıl olduğuna bakıp anlayın. Onların da ekserisi müşrik idiler.
    43. Öyleyse Allah tarafından, o geri çevirilmesi mümkün olmayan gün gelmeden önce,sen yüzünü, özünü dürüst bir şekilde dosdoğru dine yönelt! O gün insanlar zümre zümre ayrılacaklardır
    44. Kim inkâr ederse inkârının zararı kendisinedir. Kimler de güzel ve makbul işler yaparlarsa, onlar da kendileri lehine iyi bir hazırlık yapmış olurlar
    45. Zira Allah iman edip güzel ve makbul işler yapanları lütfu ile ödüllendirecektir.O kâfirleri asla sevmez
    46. O´nun varlığının ve kudretinin delillerinden biri de:Size rahmet eserlerini tattırması, emri ile gemilerin akıp gitmesi ve O´nun lütfundan nasip aramanız ve şükretmeniz için, rüzgârları müjdeci olarak göndermesidir
    47. Ey Resulüm! Biz senden önceki ümmetlere de resuller gönderdik.O peygamberler ümmetlerine parlak deliller getirdiler, ama çoğu iman etmedi.Biz de o suçlulardan intikam aldık. Çünkü müminleri desteklemek, Bize düşen bir borç idi.
    48. Allah o azamet sahibidir ki rüzgârları gönderir, rüzgârlar bulutları kaldırır.Sonra o bulutları gökte dilediği gibi yayar ve parça parça dağıtır.Bir de bakarsın ki aralarından yağmur akıp duruyor!Derken onu kullarından dilediklerine ulaştırınca, derhal yüzleri gülüverir.
    49. Halbuki onlar, daha önce Allah´ın üzerlerine yağmur indireceğinden tamamen ümitsiz idiler
    50. İşte bak, Allah´ın rahmetinin eserlerine!Ölmüş toprağa nasıl hayat veriyor!İşte bunları yapan kim ise, ölüleri de O diriltecektir.O, her şeye hakkıyla kadirdir
    51. Eğer Biz onlara sıcak, kavurucu bir rüzgâr göndersek, onlar da o yeşillikleri sararmış, kavrulmuş görseler, ondan sonra nankörlük etmeye koyulurlar.
    52. Şunu bil ki: Sen ne ölülere sesini duyurabilirsin, ne de arkasını dönüp uzaklaşan sağırlara bu dâveti işittirebilirsin.
    53. Sen, körleri de şaşkınlıktan, yanlış yola girmekten kurtaramazsın.Sen ancak, âyetlerimize iman etmeye yatkın kimselere çağrını duyurabilirsin. Çünkü onlar hakka teslim olurlar
    54. Allah o kadirdir ki sizi bir zaaftan yaratmakta, sonra zaafın ardından bir kuvvet yaratmakta, müteakiben kuvvetten sonra bir zaaf ve ihtiyarlık yapmaktadır.O dilediğini yaratır. Her şeyi bilen, her şeye kadir olan, yalnız O´dur
    55. Kıyamet (duruşma) saati gelip çattığında suçlu kâfirler yemin ederek dünyada sadece bir saat kaldıklarını ileri sürerler.Onlar (dünyada iken de doğruluktan) işte böyle döndürülüyorlardı
    56. Kendilerine ilim ve iman nasib edilenler ise derler ki:"Siz Allah´ın kitabınca ba´s (dirilme) gününe kadar durdunuz.İşte bugün dirilme günüdür, fakat siz bunu bilmiyordunuz.
    57. O gün zalimlere, mazeretleri fayda vermeyeceği gibi, onlardan özür dilemeleri de istenilmez
    58. Biz gerçekten bu Kur´ân´da insanlar için nice meseller getirdik.Eğer sen onlara karşı istedikleri bir mûcizeyi getirmiş olsan dahi, o kâfirler: "Siz ancak, batıl iddialar peşindesiniz" derler.
    59. İşte Allah, ilim peşinde olmayan, gerçeği aramayanların kalplerini böyle mühürler
    60. O halde sabret!Çünkü Allah´ın vâdi kesindir.Sakın ona inanmayanlar seni paniğe düşürmesin, seni dayanıksız bulmasın ve seni endişelendirmesinler