Hicr Suresi
    SUAT YILDIRIM MEALİ
    Rahmân ve rahîm olan Allah´ın adıyla
    1. Elif Lâm Râ. Bunlar kitabın ve Kur´ân-ı Mübin´in âyetleridir
    2. Bir zaman olur kâfirler, "Keşke vaktiyle Müslüman olmuş olsaydık!" diye çok hasret çekerler.
    3. Bırak onları, yesin içsinler, zevklerine düşsünler, arzu ve emelleri kendilerini oyalaya dursun. Yakında bilecekler!
    4. Bizim imha ettiğimiz her memleket hakkında mutlaka daha önce kararlaştırılmış, malum bir vaade vardır
    5. Hiç bir ümmet vaadesini ne öne alabilir, ne erteleyebilir
    6. O kâfirler, alay ederek: "Ey o kendisine kitap indirilmiş olan dediler; mutlaka sen bir delisin!Eğer iddianda tutarlı isen, ne diye bize o melekleri getirip göstermiyorsun?"
    8. Biz o melekleri ancak hikmet gereğince göndeririz. Ama o zaman da, kendilerine hiç mühlet verilmez, derhal işleri bitirilir, mahvolup giderler
    9. Hiç şüphe yok ki o zikri, Kur´ân´ı Biz indirdik, onu koruyacak olan da Biz´iz.
    10. Senden önce gelip geçen milletlere de Biz Peygamberler gönderdik. Ama onlara hiç bir resul gelmedi ki onunla alay etmiş olmasınlar
    12. Biz böylece o inkâr ve alayı suçluların kalplerine sokarız. Geçmiş ümmetlerin başlarına gelen felaketler ibret teşkil ettiği halde yine de onlar iman etmezler
    14. Hatta o kâfirlere gökten bir kapı açsak, onlar da yukarı yükselip çıksalar, yine de "Galiba gözlerimiz bağlandı, belki de büyüye tutulduk!" derler
    16. Gerçekten Biz, gökte burçlar yarattık ve onları seyredenler için yıldızlarla süsledik.Hem onu kovulmuş her şeytandan koruduk. Ancak kulak hırsızlığı edenler olursa, onu da parlak bir ışık kovalar.
    19. Yeri de yaydık, genişlettik ve oraya sağlam dağlar çaktık ve orada hikmetle ölçülmüş olarak her türlü nebatı yetiştirdik.
    20. Orada hem siz insanlar için, hem rızkını sizin vermediğiniz daha nice yaratıklar için geçimlikler meydana getirdik
    21. Hiçbir şey yoktur ki onu meydana getiren hazinelerin anahtarları elimizde olmasın. Biz onu ancak belirli bir ölçü ile indiririz
    22. Aşılayıcı Rüzgârlar gönderdik. Derken gökten yağmur indirip onunla sizi suladık.Halbuki o suyu hazinelerde depolayan da sizler değilsiniz.
    23. Muhakkak ki hayatı veren de Biz´iz, hayatı geri alıp öldüren de ve elbette hepsine vâris olacak, hepsinden sonraya kalacak olan baki de Biz´iz
    24. Doğrusu sizden, önden gidenleri de, geri kalanları da Biz pek iyi biliriz
    25. Senin Rabbin, elbette onları mahşerde toplayacaktır. Çünkü O hakîmdir, alîmdir (tam hüküm ve hikmet sahibidir, her şeyi bilir)
    26. Biz insanı kara çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık.
    27. Cinleri de daha önce, zehirli ateşten yaratmıştık
    28. Ve hani Rabbin meleklere: "Ben, demişti, kuru çamurdan, şekillenmiş bir çamurdan bir beşer yaratacağım.
    29. "Bu itibarla, Ben onu düzenlediğim insan şekline koyduğum ve içine ruhumdan üflediğim zaman, derhal onun önünde secdeye kapanınız."
    30. İblis hariç bütün melekler secdeye kapandılar. O ise kibirlenip, secde edenler arasında yer almadı
    32. Allah İblis´e: "Sen niye secde edenlerle beraber olmadın?" diye sordu
    33. "Benim," dedi, "kuru çamurdan şekillenmiş balçıktan yarattığın bir beşere secde etmem mümkün değildir."
    34. Allah şöyle buyurdu: "O halde, defol buradan! Çünkü sen kovuldun, ve bu lânet, hesap gününe kadar senin üzerinde devam edecektir.
    36. "Ya Rabbî!" dedi, "O halde insanların diriltilecekleri güne kadar bana mühlet ver!
    37. "Haydi, buyurdu, belirli bir güne kadar sana müsaade edildi.
    39. İblis dedi ki: "Ya Rabbî! Beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki ben de dünyada onlara günahları süsleyeceğim ve senin ihlasa erdirdiğin kulların müstesna, onların hepsini azdıracağım"
    41. Allah buyurdu: "Bu seçkin kullarımın tuttuğu yol, işte Ben´im gözettiğim dosdoğru yoldur."
    42. "Şüphesiz Benim o seçkin kullarım üzerinde senin hiçbir nüfûzun yoktur, ancak senin peşine takılmış şaşkın azgınlar başka!
    43. Şüphesiz cehennem de o azgınların hepsinin varacakları yerdir. Oranın yedi kapısı vardır ve her kapıdan kimlerin gireceği belirlenmiştir
    45. Şeytana uymaktan korunan müttakiler ise cennetlerde ve pınar başlarındadırlar
    46. "Esenlikle, emin olarak girin oraya!" (denir onlara)
    47. Onların kalplerindeki kini söküp çıkarmışızdır. Dost ve kardeş olarak, divanlar üzerinde karşı karşıya otururlar
    48. Orada kendilerine hiç bir zahmet ve meşakkat dokunmaz, oradan hiç çıkarılmazlar
    49. Kullarıma haber ver ki (günahları örten) gafur, (ihsanı bol olan) rahîm Ben´im.Bununla beraber azabım da elîm mi elîm
    51. Onlara İbrâhim´in misafirlerinden de bahset.
    52. Onun yanına girdiklerinde "Selam!" dediler. İbrâhim: "Biz sizden korkuyoruz." dedi
    53. "Korkma!" dediler. "Biz sana (büyüdüğünde âlim olacak) bir oğlunuzun dünyaya geleceğini müjdeliyoruz."
    54. "Beni mi müjdeliyorsunuz?" dedi. "Bana ihtiyarlık gelip çatmışken, artık beni nasıl tebşir edersiniz?
    55. "Sana gerçeği müjdeledik, onun için ümit kesenlerden olma!" dediler
    56. O da: "Rabbinin rahmetinden, hak yoldan sapanlardan başka kim ümit keser ki?" dedi
    57. Ve ilâve etti: "Ey elçiler, bundan başka işiniz nedir? sorabilir miyim?
    58. "Haberin olsun!" dediler, "Biz, Lut´un ailesi dışında suçlu bir topluluğu cezalandırmak için gönderildik; onun karısı hariç tüm ailesini kurtaracağız. Zira eşinin suçlularla beraber kalmasını gerekli gördük.
    61. Elçiler Lut´un evine gelince O: "Doğrusu, siz ürkülecek kimselersiniz." dedi
    63. "Yok" dediler, "Biz sana, onların şüphe ettikleri cezayı getirdik ve sana emr-i Hak ile geldik, emin ol biz sadık kimseleriz.Hemen gecenin sonunda aileni yola çıkar, sen de arkalarından git, içinizden hiç kimse dönüp ardına bakmasın, size emredilen yere geçin gidin."
    66. Ona şu kesin emri vahyettik: "Sabaha çıkarlarken onların kökü kesilmiş olacaktır!"
    67. Şehir halkı da misafirlerin geldiğini duyup eğlenmek için gelmişlerdi
    68. "Bunlar benim misafirlerim!" dedi, "Ne olur beni mahcûp etmeyin. Allah´tan korkun da beni rüsvay etmeyin.
    70. Onlarsa: "Biz seni elalemin işine karışmaktan menetmemiş miydik (şunu bunu korumak sana mı kalmış!)" dediler
    71. Lût: "Eğer evlenmek isterseniz, işte kızlarım, onlarla evlenebilirsiniz" dedi
    72. (Resulüm!) "Hayatın hakkı için onlar, kendilerini öylesine kaybetmişlerdi ki sarhoşlukları içinde sürünüp gitmekte idiler.
    73. Güneş doğarken o korkunç ses bastırıverdi onları
    74. Bir anda şehirlerinin üstünü altına çevirdik. Pişirilmiş çamurdan yapılmış taş yağmuruna tuttuk onları
    75. Elbette bunda işaretten anlayanlar için alınacak nice ibretler vardır
    76. Hem o şehir harabesi uğrak bir yol üzerindedir
    77. Elbette bunda, iman edecekler için çok ibretler vardır
    78. Eyke halkı da zalim mi zalim bir halk idi
    79. Onlara da hak ettikleri cezayı verdik. Bu her iki şehir harabesi de uğrak bir yol üzerindedir
    80. Hicr halkı da peygamberleri yalancı saydı
    81. Onlara delil ve mûcizelerimizi verdik, ama onlar bu delillerden yüz çevirdiler
    82. Dağlarda evler yontarak güven içinde bulunuyorlardı
    83. Bir sabah o korkunç ses bastırıverdi onları
    84. Kazanıp ele geçirdikleri mal ve imkânlar hiçbir fayda vermedi kendilerine
    85. Öyle ya, Biz gökleri, yeri ve bu ikisinin aralarında bulunan varlıkları elbette boşuna değil, gerçek bir gaye ve hikmetle yarattık.Hiç şüphe yok ki o kıyamet saati gelip çatacaktır. Öyleyse müsamaha ile tatlılıkla davran onlara.
    86. Elbette senin Rabbin mükemmel yaratan ve her şeyi hakkıyla bilendir.
    87. Şu kesin ki biz sana Seb-i mesânî ile şu yüce Kur´ân´ı verdik
    88. Sakın o kâfirlerden bir kısmına geçici bir zevk olarak verdiğimiz dünya nimetlerine göz dikme!Onların iman etmemelerinden ötürü üzülme ve müminlere kol kanat ger, onları şefkatle koru.
    89. Ve de ki: "Sizleri bekleyen felakete karşı sizi açıkça uyarıyorum.
    90. Tıpkı o bölüşenlerin, O Kur´ân´ı parça parça edenlerin başlarına indirdiğimiz felaket gibi
    92. Rabbin hakkı için, onların hepsini sorguya çekeceğiz
    93. Onları yaptıkları işlerden sorumlu tutacağız
    94. Şimdi sen, sana ne emredilmişse onu açıkça onlara söyle.O müşriklere aldırma!
    95. Seninle alay edenlerin haklarından gelmeye Biz yeteriz
    96. Onlar Allah´tan başka tanrı uyduruyorlar ama yaptıklarının sonucunu yakında öğrenecekler
    97. Onların bu kabil iddialarından ötürü senin canının sıkıldığını çok iyi biliyoruz
    98. Ama sen Rabbini hamd ile tenzih et ve secde edenlerden ol
    99. Sana ölüm gelip çatıncaya kadar da Rabbine ibadet et.