1. |
Rabbinin o yüce adını tespih et! |
2. |
O ki yarattı, düzene koydu, |
3. |
O ki miktarını, şeklini belirledi, yolunu çizip aydınlattı. |
4. |
O ki otlağı çıkardı, |
5. |
Sonra da onu sellerin sürüklediği morarmış bir atık haline getirdi. |
6. |
Seni/sana okutacağız da artık unutmayacaksın. |
7. |
Allah´ın dilediği müstesna. O, açıklananı da gizleneni de bilir. |
8. |
Sana, en kolay olanı kolaylaştıracağız. |
9. |
Eğer hatırlatmak yarar sağlarsa hatırlat/öğüt ver! |
10. |
İçine ürperti düşen, öğüt alacaktır. |
11. |
İçi kararmış bedbaht ise ondan kaçınacaktır. |
12. |
En büyük ateşe girer o. |
13. |
Sonra orada ne ölür ne de hayat bulur. |
14. |
Benliğini arındıran/zekât veren, kurtuluşa gerçekten ermiştir. |
15. |
Rabbinin adını anmış, namaz kılıp da dua etmiştir o. |
16. |
Doğrusu şu ki, siz şu iğreti hayatı yeğliyorsunuz. |
17. |
Oysaki sonraki hayat daha mutlu, daha kalıcıdır. |
18. |
Hiç kuşkusuz, bu Kur´an, ilk sayfalarda da elbette vardır. |
19. |
İbrahim´in ve Mûsa´nın sayfalarında. |