1. |
(1-3) Andolsun güneşe ve aydınlığa. Ve güneşe tâbi olduğu vakit kamere. Ve güneşi açıkladığı vakit gündüze. |
2. |
(1-3) Andolsun güneşe ve aydınlığa. Ve güneşe tâbi olduğu vakit kamere. Ve güneşi açıkladığı vakit gündüze. |
3. |
(1-3) Andolsun güneşe ve aydınlığa. Ve güneşe tâbi olduğu vakit kamere. Ve güneşi açıkladığı vakit gündüze. |
4. |
(4-5) Ve güneşi örtüp ışıklığını gideren geceye. Ve göğe ve onu bina edene. |
5. |
(4-5) Ve güneşi örtüp ışıklığını gideren geceye. Ve göğe ve onu bina edene. |
6. |
(6-7) Ve yere ve onu yayıp döşeyene. Ve nefse ve onu düzeltmiş olana. |
7. |
(6-7) Ve yere ve onu yayıp döşeyene. Ve nefse ve onu düzeltmiş olana. |
8. |
Sonra da ona günahını ve takvâsını ilham etmiş olana (andolsun ki), |
9. |
(9-10) Nefsini temizlemiş olan şüphe yok ki, felâha ermiştir. Ve muhakkak ki, nefsini noksana düşüren de hüsrâna uğramıştır. |
10. |
(9-10) Nefsini temizlemiş olan şüphe yok ki, felâha ermiştir. Ve muhakkak ki, nefsini noksana düşüren de hüsrâna uğramıştır. |
11. |
(11-12) Semûd kavmi azgınlığı sebebiyle (Peygamberlerini) tekzîp etmişti. Onların en şâkisi ayaklandığı zaman. |
12. |
(11-12) Semûd kavmi azgınlığı sebebiyle (Peygamberlerini) tekzîp etmişti. Onların en şâkisi ayaklandığı zaman. |
13. |
(13-14) Onlara Allah´ın Resûlü demişti ki: «Allah´ın dişi devesine ve onun sulanışına (dokunmayınız).» Fakat O´nu yalancı saydılar, deveyi boğazladılar. Artık onları günahları sebebiyle Rableri azap ile kuşattı da kendilerini müsavî bir ukûbete uğrattı. |
14. |
(13-14) Onlara Allah´ın Resûlü demişti ki: «Allah´ın dişi devesine ve onun sulanışına (dokunmayınız).» Fakat O´nu yalancı saydılar, deveyi boğazladılar. Artık onları günahları sebebiyle Rableri azap ile kuşattı da kendilerini müsavî bir ukûbete uğrattı. |
15. |
Ve Allah Teâlâ onların bu ihlak-i akibetinden korkacak değildir. |