1. |
(1-2) Yemin ederim bu beldeye. Ve sen bu beldede ikamet etmektesin. |
2. |
(1-2) Yemin ederim bu beldeye. Ve sen bu beldede ikamet etmektesin. |
3. |
Ve bir pedere ve zürriyetine de (andolsun). |
4. |
(4-5) Muhakkak ki, Biz insanı elbette bir meşakkat içinde (bulunacağı bir mahiyette) yarattık. Sanıyor mu ki onun üzerine hiçbir kimse güç yetiremiyecek. |
5. |
(4-5) Muhakkak ki, Biz insanı elbette bir meşakkat içinde (bulunacağı bir mahiyette) yarattık. Sanıyor mu ki onun üzerine hiçbir kimse güç yetiremiyecek. |
6. |
Der ki: «Ben yığın yığın mal telef ettim.» |
7. |
Zanneder mi ki onu hiçbir kimse görmemiş. |
8. |
(8-9) Onun için iki göz vermedik mi? Ve bir dil ile iki dudak vermedik mi? |
9. |
(8-9) Onun için iki göz vermedik mi? Ve bir dil ile iki dudak vermedik mi? |
10. |
(10-12) Ve Biz ona iki de tepe yolu gösterdik. Fakat o, o sarp yokuşu geçemedi. O sarp yokuşun ne olduğunu sana ne şey bildirdi? |
11. |
(10-12) Ve Biz ona iki de tepe yolu gösterdik. Fakat o, o sarp yokuşu geçemedi. O sarp yokuşun ne olduğunu sana ne şey bildirdi? |
12. |
(10-12) Ve Biz ona iki de tepe yolu gösterdik. Fakat o, o sarp yokuşu geçemedi. O sarp yokuşun ne olduğunu sana ne şey bildirdi? |
13. |
(O) Bir köle azad etmektir. |
14. |
Yahut bir kıtlık gününde yemek yedirmektir. |
15. |
(15-16) Karabet sahibi olan bir yetime. Veyahut yerlere serilmiş bir yoksula. |
16. |
(15-16) Karabet sahibi olan bir yetime. Veyahut yerlere serilmiş bir yoksula. |
17. |
(17-18) Sonra da imân etmiş olanlardan ve birbirlerine sabrı tavsiye edenlerden ve merhameti tavsiyede bulunanlardan olmaktır. İşte meymenet sahipleri onlardır. |
18. |
(17-18) Sonra da imân etmiş olanlardan ve birbirlerine sabrı tavsiye edenlerden ve merhameti tavsiyede bulunanlardan olmaktır. İşte meymenet sahipleri onlardır. |
19. |
Ve o kimseler ki, Bizim âyetlerimizi inkâr ettiler. Onlar da şeamet sahipleridir. |
20. |
Onların üzerlerine her tarafı kapalı bir ateş vardır. |