Abese Suresi
    ÖMER NASUHİ BİLMEN MEALİ
    Rahmân ve rahîm olan Allah´ın adıyla
    1. (1-2) Yüzünü ekşitti ve ardını döndü. Kendisine âmânın gelmesinden dolayı.
    2. (1-2) Yüzünü ekşitti ve ardını döndü. Kendisine âmânın gelmesinden dolayı.
    3. Sana ne şey bildirdi, olabilir ki, o temizlenecektir?
    4. Yahut öğüt dinleyecek de kendisine o öğüt fâide verecektir.
    5. (5-6) Amma istiğnada bulunan kimseye gelince. İmdi sen ona teveccüh ediyorsun.
    6. (5-6) Amma istiğnada bulunan kimseye gelince. İmdi sen ona teveccüh ediyorsun.
    7. Onun temizlenmemesinden dolayı senin aleyhine ne var?
    8. (8-9) Fakat o kimse ki, sana koşarak geldi. Ve o ise korkar.
    9. (8-9) Fakat o kimse ki, sana koşarak geldi. Ve o ise korkar.
    10. Sen isen ondan teğafül ediyorsun.
    11. Hayır. Şüphe yok ki, o bir öğüttür.
    12. Artık dileyen onu düşünür (hatırlar).
    13. Pek şerefli sahifelerde.
    14. (14-15) Yüksek tertemiz (levhâlârda). Sefirlerin elleriyle.
    15. (14-15) Yüksek tertemiz (levhâlârda). Sefirlerin elleriyle.
    16. Kerîmlerin, itaatkar olanların (elleriyle yazılmıştır).
    17. Kahrolsun insan, o ne kadar nankör.
    18. Onu (Allah Teâlâ) hangi bir şeyden yaratmıştır?
    19. Onu bir damla sudan yaratmış da onu takdir etmiştir.
    20. (20-21) Sonra ona yolu kolaylaştırdı. Sonra onu öldürdü de kabre soktu.
    21. (20-21) Sonra ona yolu kolaylaştırdı. Sonra onu öldürdü de kabre soktu.
    22. Sonra dilediği zaman da onu neşredecektir.
    23. (23-24) Hayır hayır.. Ona emrettiği şeyi, o yerine getirmedi. İnsan, bir de taamına bakıversin.
    24. (23-24) Hayır hayır.. Ona emrettiği şeyi, o yerine getirmedi. İnsan, bir de taamına bakıversin.
    25. (25-27) Şüphe yok ki, bir suyu bir dökmekle döküverdik. Sonra yeri bir yarmakla yarıverdik. Artık onda daneler bitirdik.
    26. (25-27) Şüphe yok ki, bir suyu bir dökmekle döküverdik. Sonra yeri bir yarmakla yarıverdik. Artık onda daneler bitirdik.
    27. (25-27) Şüphe yok ki, bir suyu bir dökmekle döküverdik. Sonra yeri bir yarmakla yarıverdik. Artık onda daneler bitirdik.
    28. (28-29) Ve yaş üzüm ve yaş yonca (yetiştirdik). Ve zeytinlikler ve hurmalıklar...
    29. (28-29) Ve yaş üzüm ve yaş yonca (yetiştirdik). Ve zeytinlikler ve hurmalıklar...
    30. (30-32) Ve ağaçları birbirine girmiş büyük bahçeler. Ve meyveler ve mer´alar (vücuda getirdik). Sizin ve hayvanlarınızın faidelenmesi için.
    31. (30-32) Ve ağaçları birbirine girmiş büyük bahçeler. Ve meyveler ve mer´alar (vücuda getirdik). Sizin ve hayvanlarınızın faidelenmesi için.
    32. (30-32) Ve ağaçları birbirine girmiş büyük bahçeler. Ve meyveler ve mer´alar (vücuda getirdik). Sizin ve hayvanlarınızın faidelenmesi için.
    33. Sonra o pek kuvvetli sayha geldiği vakit.
    34. (34-36) İnsanın kardeşinden firar edeceği gün. Ve anasından ve babasından. Ve refîkasından ve oğullarından (firar edeceği bir gün).
    35. (34-36) İnsanın kardeşinden firar edeceği gün. Ve anasından ve babasından. Ve refîkasından ve oğullarından (firar edeceği bir gün).
    36. (34-36) İnsanın kardeşinden firar edeceği gün. Ve anasından ve babasından. Ve refîkasından ve oğullarından (firar edeceği bir gün).
    37. Onlardan her kişi için o günde bir iş vardır ki, ona yeter.
    38. (38-39) O günde birtakım yüzler parıldanır. Gülücüdür, sevinicidir.
    39. (38-39) O günde birtakım yüzler parıldanır. Gülücüdür, sevinicidir.
    40. Ve o gün birtakım yüzler de vardır ki, onların üzerlerini bir toz toprak sarmıştır.
    41. Onları bir karanlık kaplar.
    42. İşte kâfirler, facirler olan, onlardır.