1. |
Hakikati inkara şartlanmış olanlar, -ister geçmiş vahyin mensuplarından isterse Allah´tan başkasına da ilahlık yakıştıranlardan (olsunlar)- kendilerine hakikatin açık kanıtları gelmeden (O´nun tarafından) gözden çıkarılacak değillerdir, |
2. |
(onlara) kutsanmış tertemiz vahiyler ileten Allah´tan bir elçi (gelmeden), |
3. |
doğruluğu kesin ve açık hükümler taşıyan (vahiyler ileten bir elçi). |
4. |
Ama kendilerine daha önce vahiy verilenler, hakikatin böyle bir kanıtı geldikten sonra (inanç) birlikteliklerini bozdular. |
5. |
Oysa kendilerine yalnızca Allah´a ibadet etmeleri, bütün içtenlikleriyle yalnız O´na iman ederek batıl olan her şeyden uzak durmaları; namazlarında dikkatli ve devamlı olmaları; ve karşılıksız harcamada bulunmaları emrolunmuştu çünkü bu, doğruluğu kesin ve açık olan bir ahlaki değerler sistemidir. |
6. |
Gerçek şu ki, (bütün kanıtlara rağmen) hakikati inkara şartlanmış olanlar, -ister geçmiş vahyin mensuplarından, isterse Allah´tan başkasına da ilahlık yakıştıranlardan (olsunlar)- kendilerini cehennem ateşinde kalıcı bulacaklar. Onlar, bütün yaratıkların en şerlileridir. |
7. |
(Ve) iman edip doğru ve yararlı işlerde bulunanlar, işte onlar, bütün yaratıkların en hayırlılarıdır. |
8. |
Onların ödülleri Allah katında (kendilerini bekler;) içinden ırmaklar akan, sonsuza kadar kalacakları sınırsız nimet bahçeleri. Allah onlardan hoşnuttur ve onlar da Allah´tan. Bütün bunlar Rablerini ürpertiyle hissedenler içindir. |