Hasr Suresi
    İBNİ KESİR MEALİ
    Rahmân ve rahîm olan Allah´ın adıyla
    1. Göklerde olanlar da, yerde olanlar da Allah´ı tesbih eder. Ve O; Aziz´ dir, Hakim´dir.
    2. O´dur Ehl-i Kitab´tan küfretmiş olanları ilk sürgünde yurtlarından çıkarmış olan. Halbuki siz, onların çıkacaklarını sanmıştınız. Onlar da kalelerinin kendilerini Allah´tan koruyacağını sanmışlardı. Fakat Allah´ ın azabı onlara hesablamadıkları yerden geldi. Ve kalblerine korku saldı. Kendi elleriyle ve inananların elleriyle evlerini yıkıyorlardı. Ey basiret sahipleri ibret alın.
    3. Şayet Allah, onlara sürülmeyi yazmamış olsaydı, dünyada onları azablandıracaktı ve onlar için ahirette de ateş azabı vardır.
    4. Bu; onların Allah´a ve Rasulüne karşı gelmelerinden ötürüdür. Her kim Allah´a karşı gelirse; muhakkak ki Allah, azabı şiddetli olandır.
    5. Herhangi bir hurma ağacını kesmeniz veya kesmeyip gövdeleri üzerinde bırakmanız hep Allah´ın izniyledir. Bir de fasıkları rüsvay etmek içindir.
    6. Allah´ın peygamberine verdiği fey´e gelince; siz onun için ne bir at, ne de bir deve sürdünüz. Fakat Allah; peygamberine, dilediği kimselere karşı üstünlük verir. Allah; her şeye kadirdir.
    7. Kasabalar halkından, Allah´ın Rasulüne fey´ olarak verdiği; Allah, peygamber, akrabalar, yetimler, yoksullar ve yolda kalanlar içindir. Ta ki içinizden zenginler arasında elden ele dolaşan bir devlet olmasın. Peygamber, size ne verirse onu alın, neden de nehyederse ondan sakının. Ve Allah´tan korkun. Muhakkak ki Allah; azabı şiddetli olandır.
    8. Yurtlarından ve mallarından çıkarılmış olan, Allah´tan bir lutuf ve rıza dileyen, Allah´ın dinine ve peygamberine yardım eden fakir muhacirler içindir. İşte bunlar, sadıkların kendileridir.
    9. Onlardan önce o diyarı yurt edinmiş ve göğüslerine imanı yerleştirmiş olanlar; kendilerine hicret edip gelenleri severler. Ve onlara verilenlerden ötürü içlerinde bir çekememezlik duymazlar. Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları, kendilerine tercih ederler. Her kim nefsinin tamahkarlığından korunabilmişse; işte onlar, felaha erenlerin kendileridir.
    10. Onlardan sonra gelenler ise derler ki: Rabbımız, bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Ve iman etmiş olanlar için kalblerimizde kin bırakma. Rabbımız, muhakkak ki Sen; Rauf´sun, Rahim´sin.
    11. Münafıklık etmiş olanlara bakmadın mı ki; Ehl-i Kitab´dan küfretmiş olan kardeşlerine: Eğer siz çıkarılırsanız andolsun ki; biz de sizinle beraber çıkarız. Ve sizin aleyhinizde asla kimseler itaat etmeyiz. Eğer savaşa tutuşursanız; muhakkak size yardım ederiz, derler. Allah şehadet eder ki; onlar yalancıdırlar.
    12. Andolsun ki; eğer onlar çıkarılsalar; onlarla beraber çıkmazlar. Eğer onlara savaş açılırsa; yardım etmezler. Yardıma gitseler bile; mutlaka gerisin geri dönerler. Sonra da kendileri yardım görmezler.
    13. Doğrusu onların kalbine korku salan; Allah´tan çok, sizlersiniz. Çünkü onlar anlamazlar güruhudur.
    14. Onlar, sizinle topluca savaşı; ancak surla çevrilmiş kasabalarda veya duvarlar arasında kabul ederler. Kendi aralarındaki çekişmeleri şiddetlidir. Sen, onları toplu sanırsın, ama kalbleri darmadağınıktır. Bu; onların akletmez bir kavim olmalarındandır.
    15. Kendilerinden az önce geçmiş ve işlerin vebalini tatmış olanların durumu gibidir. Onlar için elim bir azab vardır.
    16. Şeytanın durumu gibi; hani o, insana; küfret, deyip de küfredince; doğrusu ben senden uzağım, çünkü ben; alemlerin Rabbı Allah´tan korkarım, demişti.
    17. Nihayet ikisinin de akıbeti; içinde ebediyyen kalacakları ateştir. İşte zalimlerin cezası budur.
    18. Ey iman edenler; Allah´tan korkun. Ve herkes, yarın için ne hazırladığına bir baksın. Allah´tan korkun, şüphesiz ki Allah; işlediklerinizden haberdardır.
    19. Allah´ı unutanlar gibi olmayın. Nefisleri O´nu kendilerine unutturmuştur. İşte onlar, fasıklardır.
    20. Cehennem ashabı ile cennet ashabı bir değildir. Cennet ashabı; işte onlardır kurtuluşa erenler.
    21. Şayet Biz, bu Kur´an´ı bir dağa indirmiş olsaydık; sen, onun Allah´ın haşyetinden baş eğerek parça parça olduğunu görürdün. İşte Biz, bu misalleri insanlara anlatırız, belki düşünürler.
    22. O, öyle Allah´tır ki; O´ndan başka ilah yoktur. Görülmeyeni ve görüleni bilendir. O, Rahman´dır, Rahim´dir.
    23. O, öyle Allah´tır ki; O´ndan başka ilah yoktur. Melik, Kuddüs, Selam, Mü´min, Müheymin, Aziz, Cebbar, Mütekebbir´dir. Allah, onların koştukları eşlerden münezzehtir.
    24. O, öyle Allah´tır ki; Halik, Bari, Musavvir´dir. En güzel isimler O´nundur. Göklerde ve yerde olanlar O´nu tesbih ederler. Ve O; Aziz´dir, Hakim´ dir.