Nuh Suresi
    HASAN BASRİ ÇANTAY MEALİ
    Rahmân ve rahîm olan Allah´ın adıyla
    1. Hakıykat, biz Nuuhu kavmine gönderdik. «Kendilerine elem verici bir azâb gelmezden evvel kavmini (onunla) korkut» diye.
    2. Dedi ki: Ey kavmim, muhakkak ki ben sizi (başınıza gelecek azâbdan) apaçık korkutan bir peygamberim».
    3. «Allaha kulluk edin. Ondan korkun. Bana da itaat edin diye (gönderildim)».
    4. «Tâki (Allah) sizin günâhlarınızdan bir kısmını yarlığasın, sizi (azâbsız olarak) mukadder bir müddete kadar gecikdirsin. Şübhe yok ki Allahın (ta´yîn etdiği) müddet gelince geri bırakılmaz. Eğer bilseydiniz..».
    5. Dedi: «Ey Rabbim, ben kavmimi hakıykaten gece gündüz da´vet etdim».
    6. «Fakat benim da´vetim (îmandan) kaçma (ların) dan başka (bir şey´i) artırmadı».
    7. «Hakıykat ben, Senin kendilerini yarlığaman için, onları ne zaman da´vet etdiysem parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerine büründüler ayak dirediler, büyüklük tasladılar da tasladılar».
    8. «Sonra ben onları hakıykaten en yüksek ses (im) le çağırdım».
    9. «Sonra da onları hem i´lân ederek da´vet etdim, hem kendilerine gizli gizli söyledim».
    10. «Artık, dedim, Rabbinizden mağfiret dileyin. Çünkü O, çok yarlığayıcıdır».
    11. «(O sayede) O, üstünüze bol yağmur salıverir».
    12. «Sizin mallarınızı, oğullarınızı da çoğaltır, size bağlar, bostanlar verir, size ırmaklar akıtır».
    13. «Ne oluyor size ki Allahın, sizi bir vekaar (ve şeref saahibi yapmasını) emel edinmezsiniz»?
    14. «Halbuki O, sizi hakıykat türlü türlü tavırlar (haller) le yaratmışdır».
    15. «Görmediniz mi, Allah yedi göğü birbiriyle âhengdâr olarak nasıl yaratmış»,
    16. «onların içinde ayı bir nuur yapmış, güneşi de bir kandil (olarak) asmışdır».
    17. «Allah sizi yerden ot (gibi) bitirdi.
    18. «Sonra sizi yine onun içine döndürecek, sizi (yeni) bir çıkarışla (tekrar) çıkaracak».
    19. «Allah yeri sizin için bir döşek yapmışdır»,
    20. «onun geniş yollarında gezib dolaşınız diye».
    21. Nuuh dedi: «Ey Rabbim, hakıykat onlar bana isyan etdiler. Mal (lar) ı ve evlâd (lar) ı (kendilerinin) hüsran (ın) dan başkasını artırmayan kimselere uydular»,
    22. «Bunlar da büyük büyük hileler (dolaplar, melanetler) yapdılar».
    23. (Halk tabakasına:) «Sakın tapdıklarınızı bırakmayın. Hele «Ved» den, «Suvaa´» dan, «Yeğuus» dan, «Yeuuk» dan ve «Nesr» den zinhar vaz geçmeyin» dediler.
    24. «Hakıykaten onlar birçoklarını başdan çıkardılar. Sen (ey Rabbim) o zaalimlerin şaşkınlığından başka şeylerini artırma».
    25. Bunlar günâhlarından dolayı suda boğuldular. Ardından da (büyük) bir ateşe atıldılar. O vakit kendileri için Allahdan başka yardımcılar da bulmadılar.
    26. Nuuh (öyle) demişdi: «Ey Rabbim, yer (yüzün) de kâfirlerden yurd tutan hiçbir kimse bırakma»!
    27. «Çünkü eğer sen onları bırakırsan kullarını yoldan çıkarırlar. Kötüden, öz kâfirden başka da evlâd doğurmaz (lar)».
    28. «Ey Rabbim, beni, anamı, babamı, îman etmiş olarak evime giren kimseleri, (kıyamete kadar gelecek) erkek mü´minleri ve kadın mü´minleri Sen yarlığa. Zaalimlerin helakinden başka bir şey´ini de artırma».