Kıyamet Suresi
    ELMALILI HAMDİ YAZIR (SADELEŞTİRİLMİŞ 1) MEALİ
    Rahmân ve rahîm olan Allah´ın adıyla
    1. Yoo! Yemin ederim o kalkım gününe (kıyamet gününe)!
    2. Yine Yoo! Yemin ederim o pişman cana (kınayan nefse)!
    3. insan sanıyor mu ki kemiklerini derleyemeyiz?
    4. Evet derleriz, parmak (uç)larını bile tesviyeye (eski haline getirmeye) gücümüz yeter!
    5. Fakat insan önünde (ileride) günah işlemek ister,
    6. sorar: «O kıyamet günü ne zaman?» diye.
    7. Ne zaman ki o göz şimşek çakar,
    8. ay tutulur,
    9. güneş ve ay toplanır,
    10. O gün insan: «Nereye kaçmalı?» der.
    11. Hayır hayır! Yok bir siper.
    12. O gün ancak siper (varılacak yer) Rabbinedir,
    13. o gün insan, önce ve sonra yaptıkları ile ayıtılır.
    14. Doğrusu insan kendine karşı bir basirettir (kendisinin ne yaptığını gayet iyi bilir).
    15. Mazeretlerini ortaya (sayıp) dökse de!
    16. Depretme ona dilini telaşından onu (tekrarlamak için)!
    17. Çünkü onun derlenip toplanması Bize aittir!
    18. Biz onu (Kur´an´ı) okuduğumuz zaman okuduğunu takip et!
    19. Sonra onun açıklaması da yine Bize aittir.
    20. Hayır, hayır! Siz peşini (geçici dünyayı) seviyorsunuz.
    21. Ahireti bırakıyorsunuz!
    22. Nice yüzler o gün ışılar, parlar,
    23. Rablerine bakarlar!
    24. Nice yüzler de o gün ekşir, pusarır;
    25. kendilerine bel kıran belalı bir iş yapılacağını anlar.
    26. Hayır, hayır! Ne zaman ki, can köprücüklere dayanır
    27. ve: «Okuyacak kim var?» denilir
    28. ve o zaman (o da bunun) tam bir ayrılış olduğunu sezmiş,
    29. el, ayak, bacak bacağa dolaşmıştır.
    30. O gün kişi yalnız Rabbinin huzuruna sevkedilir.
    31. Ama o ne sadaka verdi ne de namaz kıldı.
    32. Fakat yalan dedi ve döndü.
    33. Sonra da gerneşe gerneşe yakınlarına gitti.
    34. O bela sana layıktır!
    35. Evet gerektir o bela sana gerek!
    36. İnsan sanır mı başıboş bırakılacağını?
    37. O (Rahme) dökülen bir damla meniden değil miydi?
    38. Sonra bir pıhtı oldu, derken (Allah onu) biçime koydu, derken tesviye etti;
    39. derken ondan da iki eşi yaptı: Erkek ve dişi!
    40. (Artık) o ölüleri diriltmeye kadir değil mi?