Mülk Suresi
    ELMALILI HAMDİ YAZIR (SADELEŞTİRİLMİŞ 1) MEALİ
    Rahmân ve rahîm olan Allah´ın adıyla
    1. Ne yücedir O ki, mülk O´nun elindedir ve O, herşeye gücü yetendir.
    2. O ki, ölümü ve dirimi yarattı, sizi imtihana çekip hanginizin davranış bakımından daha güzel olduğunu bildirmek için. O öyle güçlü, bağışlayandır
    3. O ki, birbirine uygun yedi gök yaratmıştır. O Rahman´ın yarattığında hiçbir nizamsızlık göremezsin. Haydi çevir gözü(nü), görebilir misin hiçbir çatlak, bir kusur?
    4. Sonra gözü(nü) tekrar tekrar çevir; o göz, güçsüz, yorgun bir halde sana döner!
    5. Andolsun ki, Biz o dünya göğünü takım takım kandillerle donattık ve onları şeytanlar için atmalar (atış yapılan mermiler) yaptık; ayrıca onlara o çılgın ateş azabını hazırladık.
    6. Kendi Rablerini inkar edenler için de cehennem azabı vardır. Ona gidiş de ne kötü sondur.
    7. İçine atıldıklarında onun kaynarken çıkan hıçkırışını işitirler.
    8. Hemen hemen öfkeden patlayacak gibi bir hale gelir, içine bir alay atıldıkça her defasında onun bekçileri onlara: «Size gocundurucu (uyarıcı) bir peygamber gelmedi mi?» diye sorarlar.
    9. Onlar: «Evet, bize gocundurucu (uyarıcı) bir peygamber geldi; ama biz ona inanmadık ve «Allah hiçbir şey indirmedi. Siz büyük sapıklık içindesiniz.» diye yalanladık.» derler.
    10. Ve derler ki: «Biz dinleseydik veya aklımızı kullansaydık, bu çılgın ateşin içinde bulunmazdık!»
    11. İşte günahlarını itiraf ettiler. Kahrolsun, o halde çılgın ateş yarenleri!
    12. Çünkü O Rablerine görmeden saygı besleyenler var ya, muhakkak ki, bağışlanma ve büyük bir mükafat onlar içindir.
    13. Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun. Çünkü O, bütün sinelerin özünü bilir.
    14. Bilmez mi O yaratan ki, O herşeyi inceden inceye bilen, her şeyden haberdar olandır.
    15. O, yeryüzünü size boyun eğdiren yaratıcıdır. Haydi, o arzın omuzlarında yürüyün de O´nun rızkından yiyin. Dönüş yalnızca O´nadır.
    16. Emin misiniz o göktekinden; sizinle yeri göçürüvermesinden? O zaman bakarsın ki, o yer çalkalanıyor!
    17. Yoksa siz gökte olanın üzerinize mermiler yağdıran birini göndermesinden güvencede misiniz? O zaman tehdidimin nasıl olduğunu bilirsiniz!
    18. Andolsun ki, onlardan öncekiler de yalanladılar, ama nasıl oldu inkarım?
    19. Bakmazlar mı üstlerinde uçan kuşlara, kanat süzerlerken ve yumarlarken? Rahman´dır ancak onları tutan! Şüphesiz ki, O herşeyi görür.
    20. Ya da kim oluyor sizin Rahman´dan başka (yardım beklediğiniz) şu ordularınız ki, sizi kurtarsın? Kafirler ancak bir aldanış içindedirler.
    21. Ya da o rızkınızı keserse, kimdir şu sizlere rızık verecek olan? Hayır bir ürküntü ve azgınlık içinde inada dalmışlar!
    22. Şimdi yüz üstü kapanarak giden mi daha doğru, yoksa dosdoğru bir cadde üzerinde dümdüz giden mi?
    23. De ki: «O´dur ancak sizi yaratan, size dinleyecek kulak, görecek gözler, duyacak gönüller veren! Fakat sizler pek az şükrediyorsunuz!»
    24. De ki: «O´dur sizi yeryüzünde zürriyet halinde yaratıp yayan! Nihayet hep toplanıp O´nun huzuruna getirileceksiniz!»
    25. Böyle iken diyorlar ki: «Ne zaman (gerçekleşecek) bu tehdit? Eğer doğru söyleyenlerseniz?»
    26. De ki: «(Ona ait) o bilgi ancak Allah´ın katındadır. Ben, yalnızca açıkça anlatan bir uyarıcıyım (peygamberim).»
    27. Derken vakti gelip de onu yakından gördüklerinde o inkar edenlerin yüzleri kötüleşti ve: «İşte o sizin kendinize davet edip durduğunuz budur!» denildi.
    28. De ki: «Gördünüz mü, Allah beni ve beraberimdekileri yok etse ya da bize merhamet buyursa, iki takdirde de kafirleri elem verici azaptan kurtaracak kimdir?»
    29. De ki: «O, öyle Rahman´dır, işte biz O´na iman ettik ve O´na dayanmaktayız. İleride sizler de kimin açık bir sapıklık içinde bulunduğunu bileceksiniz!»
    30. De ki: «Gördünüz mü, eğer sabaha kadar suyunuz batakalırsa (çekilecek olsa), size kim bir akarsu getirebilir?