Casiye Suresi
    ELMALILI HAMDİ YAZIR (SADELEŞTİRİLMİŞ 1) MEALİ
    Rahmân ve rahîm olan Allah´ın adıyla
    1. Ha, Mim,
    2. Kitap indirilmesi o güçlü ve hikmet sahibi Allah tarafındandır.
    3. Muhakkak göklerde ve yerde mü´minler için ayetler vardır.
    4. Canlıları çeşit çeşit üreterek sizi yaratmasında da kesin inanan bir topluluk için çok deliller vardır.
    5. Gece ile gündüzün değişmesinde, Allah´ın gökten rızık (kaynağı yağmuru) indirip de onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde ve rüzgarları çevirmesinde (yönlendirmesinde) aklı olan bir kavim için bir çok deliller vardır.
    6. İşte bunlar Allah´ın ayetleridir. Sana onları hakkıyla okuyoruz. Artık Allah´ın ayetlerine inanmadıktan sonra hangi söze inanırlar.
    7. Her günahkar sahtekarın vay haline!
    8. Allah´ın ayetleri, karşısında okunurken işitir de sonra kibrinden hiç işitmemiş gibi ısrar eder. İşte onu acı bir azap ile müjdele!
    9. Ayetlerimizden birşey öğrendiği vakit, onu alaya alır. İşte onlar için horlayıcı bir azap vardır.
    10. Peşlerinde cehennem var. Ne kazandıkları şeyler, ne de Allah´tan başka edindikleri dostlar, onlardan hiçbir şeyi (azabı) kaldıramaz. Onlara büyük bir azap vardır.
    11. Bu (Kur´an) bir irşattır. Rablerinin ayetlerini inkar edenlere ise, en kötüsünden acı bir azap vardır.
    12. Allah o (yüce) zattır ki, sizin için denizi emre amade kıldı, emriyle orada gemiler seyredip gitsinler diye; bir de (O´nun) lütfundan isteyesiniz ve gerek ki şükredesiniz diye.
    13. Göklerde ve yerde olanların hepsini kendinden bir lütuf olarak size amade kıldı. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için deliller vardır.
    14. İman edenlere söyle: Allah´ın cezalandıracağı günlerin (geleceğin)i ümit etmeyen kimseleri bağışlasınlar; çünkü (Allah) her kavmi kazandıkları ile cezalandıracaktır.
    15. Her kim iyi bir iş yaparsa kendi yararınadır, her kim de kötü yaparsa kendi aleyhinedir. Sonra hep döndürülüp Rabbinize götürüleceksiniz.
    16. Andolsun ki, Biz vaktiyle İsrail oğullarına kitap, hüküm ve peygamberlik vermiştik. Kendilerini temiz rızıklardan rızıklandırmıştık ve alemlerin üstüne geçirmiştik.
    17. Bu emirden onlara açık deliller de vermiştik; şimdi ihtilaf etmeleri sırf kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki düşmanlık ve ihtirasları yüzündendir. Muhakkak ki Rabbin onların ihtilaf edip durdukları şeyde kıyamet günü aralarında hükmünü verecektir.
    18. Sonra emirden (olan) bir şeriat ile seni vazifelendirdik; onun için sen o şeriata uy da, ilmi olmayanların arzularına uyma!
    19. Çünkü onlar, Allah´tan gelecek hiçbir şeyi senden savuşturamazlar. Gerçekten zalimler birbirlerinin dostlarıdır. Allah ise, kendisinden korkanların dostudur.
    20. Bu (Kur´an) basiret nurları (insanların kalp gözünü açan bir nur) ve kesin bilgi edinecek bir kavim için de hidayet ve rahmetin ta kendisidir.
    21. Yoksa o kötülükleri yapıp duran kimseler, kendilerini iman edip iyi ameller yapan kimseler gibi yapacağız, hayatlarını ve ölümlerini bir tutacağız mı sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar.
    22. Halbuki Allah, gökleri ve yeri hak ile yarattı. Hem de herkesi, hakları hiç yenilmeksizin, kazandığı ile cezalandırmak için.
    23. Tanrısını hevesi edinen ve Allah´ın durumunu bilerek kendisini şaşırttığı, kulağını ve kalbini mühürleyip gözüne de perde çektiği kimseye şimdi bir baksana! Artık onu Allah´tan sonra kim yola getirebilir. Hala düşünmez misiniz?
    24. Hem dediler ki: «O hayat ancak bizim şu dünya hayatımızdan ibarettir. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak zaman yok eder.» Halbuki bu hususta bir bilgileri yoktur. Onlar sadece zannederler.
    25. Karşılarında ayetlerimiz açık açık deliller halinde okunurken: «(sözünüzde) doğru iseniz, haydi babalarımızı getirin!» demekten başka tutunacakları (bir delil) yoktur.
    26. De ki: «Allah size hayat veriyor, sonra sizi o öldürür, sonra da geleceğinde şüphe olmayan kıyamet gününde (bir araya) toplayacaktır. Fakat insanların çoğu bilmezler.»
    27. Göklerin ve yerin mülkü sadece Allah´ındır; kıyametin kopuş saati geleceği gün; o gün batıla sapanlar hep hüsrana düşeceklerdir.
    28. Her ümmeti diz çökmüş görürsün. Her ümmet kendi kitabına çağırılır: «Bugün o yaptığınız amellerin cezası verilecektir.
    29. İşte kitabımız, yüzünüze karşı hakkı söylüyor, çünkü Biz sizin yaptıklarınızı hep istinsah (kayd) ediyorduk.» denir.
    30. İşte iman edip de yaraşıklı işler yapmış olan kimselere gelince. Rableri onları rahmeti içine koyacaktır. işte apaçık kurtuluş odur.
    31. İnkar edenlere gelince: «Değil mi Benim ayetlerim karşınızda okunurdu da kibirlenmek isterdinizdi ve suçlu bir toplum idiniz?»
    32. Hem «Allah´ın va´di gerçektir ve o kıyametin geleceğinden şüphe yoktur.» denildiğinde, demiştiniz ki: «Kıyamet nedir, bilmiyoruz. Yalnız bir zandan ibaret sanıyoruz, fakat biz bu hususta kesin bir bilgi edinmiş değiliz!»
    33. Derken yaptıkları işlerin kötülükleri onlara yüz göstermiş (gözlerinin önüne serilmiş) ve o alay edip durdukları şey kendilerini kuşatıvermiştir.
    34. ve denilmiştir ki: «Sizin, bu gününüzün geleceğini unuttuğunuz gibi, Biz de bugun sizi unutacağız. Yatağınız ateştir ve sizin için yardımcılardan bir eser de yoktur.»
    35. Bunun sebebi, çünkü siz, Allah´ın ayetlerini eğlence yerine tuttunuz ve dünya hayatı sizi aldattı. Onun için bugün ateşten çıkarılmazlar ve af dilemeleri de kabul edilmez.
    36. o halde hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve bütün alemlerin Rabbi olan Allah´adır.
    37. Göklerde ve yerde büyüklük O´na aittir. O, öyle güçlüdür. Öyle hikmet sahibidir.