Nuh Suresi
    İSKENDER ALİ MİHR MEALİ
    Rahmân ve rahîm olan Allah´ın adıyla
    1. Muhakkak ki Biz, Hz. Nuh´u kendi kavmine: “Kavmini onlara, elîm azap gelmeden önce uyar.” diye (resûl olarak) gönderdik.
    2. (Hz. Nuh, kavmine) şöyle dedi: “Ey kavmim! Muhakkak ki ben, sizin için apaçık bir nezirim (uyarıcıyım), (öyle ki).”
    3. Allah´a kul olmanız, O´na karşı takva sahibi olmanız için. Ve bana itaat edin (tâbî olun).
    4. (Allah da) sizin günahlarınızı mağfiret etsin (günahlarınızı sevaba çevirsin) ve sizi belirlenmiş bir zamana kadar tehir etsin (ömür versin)! Muhakkak ki Allah´ın eceli (onun belirlediği an) gelince tehir edilmez. Keşke siz bilmiş olsaydınız.
    5. (Hz. Nuh, Rabbine) şöyle dedi: “Rabbim, Muhakkak ki ben kavmimi gece ve gündüz (ruhlarını Sana ulaştırmayı dilemeye) davet ettim.”
    6. Fakat benim davetim, (benden) kaçışlarından (uzaklaşmalarından) başka bir şeyi artırmadı.
    7. Ve muhakkak ki benim onları, Senin mağfiret etmen için her davet edişimde, (duymamak için) parmaklarını kulaklarına tıkadılar ve (görmemek için) elbiselerine büründüler ve (bu davranışlarında) ısrar ettiler ve kibirlenerek büyüklük tasladılar.
    8. Sonra muhakkak ki ben onları cehren (açıkça) davet ettim.
    9. Daha sonra da muhakkak ki ben onlara alenî olarak ilân ettim ve onlara sır olarak (tek tek çağırarak) gizli gizli de bildirdim.
    10. (Nuh A.S) ve dedim ki: “Artık Rabbinizden mağfiret dilediğinizi söyleyin. Muhakkak ki O; Gaffar´dır (mağfiret edendir).”
    11. Üzerinize bol yağmurlu olarak semayı göndersin.
    12. Ve size mal ve erkek çocuklar (vererek) yardım etsin. Ve sizin için cennetler (verimli bahçeler) yapsın ve sizin için nehirler akıtsın.
    13. (Nuh (A.S), kavmine şöyle dedi): “Siz niçin Allah´tan bir vakar (azamet, izzet ve kudret) ummuyorsunuz?”
    14. Ve O, sizi halden hale (çeşitli hallerden) geçirerek yaratmıştır.
    15. Görmüyor musunuz, Allah yedi kat semayı (yedi gök katını) nasıl yarattı?
    16. Ve Ay´ı, onların arasında (semalarda) bir nur kıldı ve Güneş´i de bir sirac (çırağ) kıldı.
    17. Ve Allah, sizi yerden (topraktan) bir nebat (gibi) yetiştirdi (yarattı).
    18. Sonra sizi oraya (toprağa) döndürecek ve bir çıkarışla sizi (oradan) çıkaracak.
    19. Ve Allah, arzı sizin için geniş bir mekân kıldı.
    20. Sizin yolculuk etmeniz için, ondan geniş yollar yaptı.
    21. (Nuh A.S): “Rabbim, muhakkak ki onlar bana asi oldular (isyan ettiler). Ve malı ve evlâdı kendisine hüsrandan başka bir şeyi artırmayan kimselere tâbî oldular.” dedi.
    22. Ve büyük hileler kurdular.
    23. Ve (birbirlerine) şöyle dediler: “Sakın kendi ilâhlarınızı (putlarınızı) bırakmayın. Ve Vedd´i, Suvâa´yı, Yagûs´u ve Yaûka´yı ve Nesra´yi sakın terk etmeyin.”
    24. Ve (böylece) pekçoğunu dalâlette bırakmış oldular. Ve (Nuh A.S): “Zalimlerin, dalâletten başka bir şeyini artırma (zalimlerin, sapıklıklarını artır).”
    25. Onlar hatalarından (büyük günahlarından) dolayı boğuldular. Sonra ateşe sokuldular. Artık kendileri için, Allah´tan başka bir yardımcı bulamadılar.
    26. Ve Hz. Nuh: “Rabbim, yeryüzünde kâfirlerden dolaşan bir kimse bırakma.” dedi.
    27. Muhakkak ki eğer Sen, onları (yeryüzünde) bırakırsan, Senin kullarını dalâlete düşürürler ve facir kâfirden başka (evlât) doğurmazlar.
    28. Rabbim, beni, annemi, babamı ve evime mü´min olarak girenleri ve mü´min kadınları ve mü´min erkekleri mağfiret et. Zalimlere helâkından başka bir şeyi artırma.